Türk İslamı ve Fethullah Gülen
"Türk İslamı ve Laik Devlet: Gülen Hareketi" (Syracuse, 2003) başlığını taşıyan İngilizce kitabın editörleri John L. Esposito ve M. Hakan Yavuz.
ABD'nin Georgetown Üniversitesi öğretim üyesi ve Oxford Üniversitesi'nin yayımladığı "Modern İslam Dünyası Ansiklopedisi"nin baş editörü olan Esposito, İslam dini ve dünyasına Oryantalist geleneğin karşısında yer alan yaklaşımıyla tanınan, dünyaca ünlü bir bilim adamı. Din ve siyaset, İslam ve İslamcılık konularıyla ilgilenip de Esposito'nun eserlerini okumamış olan kimse herhalde yoktur. Hakan Yavuz ise, ABD'nin Utah Üniversitesi'nde öğretim üyesi ve son olarak "Islamic Political Identity in Turkey" adlı, yine geçen yıl yayımlanan kitabıyla gündeme gelen (Bkz. "Türkiye'de İslami Siyasal Kimlik" başlıklı yazım; Zaman, 8 Kasım 2003), genç yaşına rağmen uzmanlık alanının önde gelen isimlerinden biri.
Kitap, Yavuz ve Esposito'nun kaleme aldıkları giriş yazısıyla başlıyor ve din incelemeleri alanda Esposito kadar ünlü başka bir Amerikalı sosyal bilimci olan John O. Voll'un değerlendirmesiyle kapanıyor. Türk ve Batılı sosyal bilimciler tarafından kaleme alınan makaleler, Gülen ve hareketinin çeşitli yönleri üzerinde odaklanıyor. Bana öncelikle ilginç gelen katkılardan biri, Seattle'daki Washington Üniversitesi'nde doktora tezini yazmakta olan Ahmet T. Kuru'nun "F. Gülen'in Orta Yol Arayışı: Modernlikle İslam Geleneği Arasında" başlıklı makalesi. Bu makalede Kuru, Gülen'in modernliğin ve İslam geleneğinin dört temel unsuru, yani modern bilim ve İslami bilgi, akıl ve vahiy, ilerleme fikri ve geleneğin korunması, insanın özgür iradesi ve kader arasındaki ilişki üzerine düşüncelerini irdeliyor. Vardığı sonuç, Gülen'in İslam'a hem modernlik hem de gelenekle bağdaşan, ama her ikisine de eleştirel bakan dinamik bir yorum getirdiği.
Hakan Yavuz'un "Gülen Hareketi: Türk Püritenleri" başlıklı, Gülen'in ve hareketinin zaman içinde geçirdiği evrime eğilen makalesi, bu hareketin eleştirel bir gözle incelenmesi açısından son derece dikkate değer. Yavuz'a göre: Gülen hareketi 1970–83 arasında "dinsel–muhafazakar bir cemaat" olarak ortaya çıktı; 1983–97 arasında "piyasa dostu bir dinsel–eğitsel hareket"e dönüştü; 1997'den sonra ise daha önceki "milliyetçi ve devletçi" tavrını terk ederek "daha liberal ve global" bir bakış açısını benimsedi; bir yandan Türk toplumunu güçlü bir şekilde etkilerken, öte yandan kendisi de toplumda yaşanan değişimden önemli ölçüde etkilendi.
Londra Üniversitesi öğretim üyesi İhsan Yılmaz'ın "Davranışla İçtihad ve Tecdid: Gülen Hareketi" başlıklı makalesinin erdemi ise, Gülen'in yorumunun İslam düşüncesinde açtığı yeni çığırı ve bütün İslam âlemi bakımından taşıdığı anlamı vurgulaması. Bu makalede, Türk siyasetindeki kamplaşma ve kutuplaşmaların yumuşatılmasında, radikal eğilimlerin giderilmesinde, özellikle de Türkiye'deki İslamcı hareketin giderek (din–devlet ayrılığı anlamında) laikliği ve demokratik ilkeleri benimseme yönündeki evriminde Gülen ve hareketinin oynadığı ağırlıklı rolün de altı çiziliyor.
Bu kitap, kuşku yok ki, Gülen ve hareketi hakkında son sözün söylendiği eser olmayacak. Ancak bu hareketin nereden başlayıp nereye geldiğinin; geliştirdiği modernleşen, demokratikleşen ve globalleşen Türkiye'nin (ve dünyanın) zaruretlerine cevap veren İslam yorumunun temel özelliklerinin ve bu yorumun neden milyonlara hitap ettiğinin anlaşılması bakımından son derece değerli bir kaynak. En kısa zamanda Türkçeye kazandırılacağını umuyorum.
- tarihinde hazırlandı.