Bu İftar Farklı Bir İftar. Nasıl mı?

Hani bir atasözü var çalıya dolaşmaktansa çalıyı dolaşmak daha iyidir şeklinde. Aslında millet olarak enerjimizi kara delik gibi emen, sonu gelmez tartışmaların ve egemenliğini halka devretmek istemeyenlerin ortaya koyduğu, lastik gibi uzayan kısır çekişmelerin biteceği yakın gelecekte gözükmüyor.

Ülkemizde, içimizi karartan mevzi,mevki ve pasta kavgalarının ötesinde, rahmetli Barış Manço’nun Dönence şarkısında olduğu gibi “uzaklarda bir yerler de bir şeyler oluyor” ülkemiz ve dünya barışı adına.

19 Eylül akşamı katıldığım temsil kabiliyeti çok yüksek bir iftar, kelimenin tam anlamı ile iftihar edilecek bir organizasyondu.

Washington DC de 8 yıldır diyalog faaliyetleri ile haklı bir üne kavuşan Rumi Forum’un düzenlemiş olduğu iftar yemeğindeki muhteşem tabloyu kelimelerle tarif etmek zor.

Her ne kadar iftara Washington DC de olduğu halde gelemeyen, basınımızın tecrübeli abi kalemleri,Rumi Forumun faaliyetlerinden Türkiye"deki etkin çevrelere gönderecek esaslı bir mesaj bulmuş olsalar da, ne diyelim keşke gelseler ve yazacaklarını daha sonra yine yazsa idiler.

Bu geceye katılma ve değerlendirmesini köşesine alma nezaketini gösteren basınımızın diğer tecrübeli abisi Fehmi Koru aslında hepimiz için tam bir fotoğraf çekmiş ve enfes yorumunu kondurmuş.

“Dünyada yaşanan bunca çılgınlığa karşı bir umut aşısı yerine geçti Washington'da katıldığım iftar...”

Ne kadar faklı iki yaklaşım, bu da ülke insanı olarak içinde olduğumuz sancıyı göstermiyor mu?

Ama Rumi Forum"un temsilcilerinin sancısı çok farklı. Çalıya dolaşmak gibi bir dertleri yok onların.

Bulundukları ülkelerde alışık olduğumuz içine kapanık, ürkek, toplum ve entelijansiya ile kaynaşmaktan korkan, hatta böyle bir gündemi olmayan biraz da sorunların kaynağı olarak görülen, bildik insanımız gitmiş, yerine içinde yaşadığı toplumla karşılıklı kültür değişimi içine girmeye başlamış, başı dik toplumun ve insanlığın sorunlarına birlikte çözüm üretmeyi teklif eden,varlığını savunduğu evrensel değerlerle kabul ettirmiş bir “altın nesil” gelmiş.

Müslümanlığından gocunmadan, insanlığı sonu gelmez yeni kavgalara sürükleme potansiyeli yüksek İslamofobia ile mücadele de medenice bir yol tutturmuş devam ediyorlar.

Türkiye"nin ve Müslümanların belki birkaç asırdır yaşadıkları temsil sorununa buldukları çözüm çok işlevsel.

Yaşanılan toplumdan kopmadan, ayrı gettolar oluşturup zaten üzerlerine giydirilmeye çalışılan sakıncalı urbasını giymeyi reddederek, kendilerini anlatmayı deniyorlar.

Aslında başarılı oldukları, ABD gibi kozmopolit ve herkesin kendi dünyasını yaşadığı bir yerde, iftar zamanında sofrada buluşturabildikleri farklı din, ırk ve kültürden isimlerden ve onların verdiği bütün bir dünyanın ihtiyacı olan mesajlardan belli.

Aynı masada Lübnan asıllı Arap bir dini liderden, Amerikalı bir gazeteciye, ezberbozan kimliği ile tanışmaktan haz duyduğum Ermeni vatandaşımızdan,Afrikalı bir temsilciye kadar faklı kimliklerle birlikte olmak,ezan dinlemek ve Mahsun Kırmızıgül'ün “bizden değildir” İngilizce alt yazılı şarkısına eşlik etmek çok heyecan verici idi.

İftarda İKÖ Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu beyin ve Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II’nin ifadeleri ve diğer konuşmalardan sonra nasıl oluyor da insanlık tam bir akıl tutulması içinde, politikanın kıskacında dini değerleri insanları birbirine kırdırmak için bu kadar kolay kullanıyor diye düşünmeden edemedim.

Ama bu tehlikeyi bertaraf etmenin tek yolununda, dindarların bir araya gelmesinden ve hepimizi aynı şekilde tehdit eden küresel dertlerimize ortak çözümler önerilmesinden geçtiği ortada.

Bir kısım, bardağın hep boş yanını görmeyi ilke edinenlerin bu söylediğimi anlaması zor hatta imkan harici.

O yüzden yapabildikleri sadece ve sadece karalamak, itham etmek,hedef göstermek,engellemek vs.

Aynı zihniyetin ABD deki temsilcileri sayesinde, Mesrob II’nin Georgetown Üniversitesinde yapacağı “Türkler ve Ermeniler arasındaki çıkmaz aşılmalı” üst başlıklı konuşma (Ermeni lobisinin tehditleri nedeni ile) üniversite tarafından nazik bir şekilde iptal edildi.

Kanımca yapılması gereken, yolun erkânına riayetle gereksiz tartışmalara girmeden, ülkemiz, insanımız ve inancımız için gerekli vizyonu ortay koyup, o vizyonun arkasında durmak olacaktır.

Sivil toplumun fazlası ile başardığını siyasetinde başaracağını ummak istiyoruz.

Çalıyı dolaşmak zaman alsa da en emin yol.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.