Hocaefendi'yi Anlamak

Fethullah Gülen Hocaefendi ilmi, maneviyatı ve aksiyonuyla asrımızın en önemli şahsiyetlerinden biri. Bugüne kadar hakkında pek çok araştırma yapıldı; yazılar yazıldı, sempozyumlar, konferanslar düzenlendi. Ancak bu araştırmalar daha çok onun fikirleri çerçevesinde şekillenen "hareket" üzerine yapıldı. Hocaefendi'nin en az bu yönü kadar önemli olan ilmî birikimi ve manevi hayatı ise yeteri kadar gündeme gelmedi.

O, bütün ömrünü hakka ve hakikate tercüman olmakla geçirdi. Vaaz, sohbet ve yazıları samimiyet ve nazar-ı insafla incelendiğinde onların adeta on dört asırlık bir ilmî geleneğin, bugünü okuyup geleceği görebilen bir basiretin ve benzerine az rastlanır bir marifetin mahsûlü olduğu görülecektir. İman'ın ve İslâm'ın temel esaslarını, toplum hayatının iktisadî, ahlakî vs. meselelerini, çocuk terbiyesini, Peygamber sevgisini ve daha pek çok ilmî vukuf ve derinlik isteyen konuyu cami kürsülerinden, ortalama bir cami cemaatine belli bir disiplin ve müfredat içinde anlatmak herkese nasip olmayacak bir mazhariyet olsa gerektir.

Bugün Anadolu'nun hemen her yerinde, inanan insanların büyük çoğunluğunun gönül derinliklerinde bir "Fethullah Hoca" izine rastlamak mümkündür. Anadolu coğrafyasının hemen her tarafında verilen vaaz ve konferanslar, yapılan sohbetler milletin bağrında derin izler bıraktı. Minnet ve şükran hisleriyle itiraf etmeliyim ki biz de babalarımız da imanın ne demek olduğunu, imanın marifete nasıl dönüştüğünü, namazın ehemmiyetini, orucun manasını, haccın ve zekâtın kulluk hayatımızdaki yerini, İslâm iktisadının özelliklerini, çocuklarımızı nasıl yetiştirmemiz gerektiğini, dinimizi nasıl yaşayacağımızı ve bu güzellikleri başkalarıyla nasıl paylaşacağımızı Hocaefendi'den öğrendik.

İslâm'da şiddetin, terörün, masumların canına kıymanın asla yeri olmadığını, vatanımızı, bayrağımızı, milletimizi ve ülkümüzü sevmeyi, bu uğurda her türlü fedakârlığa katlanmayı da bize o öğretti. O vaazlar, Asr-ı saadeti destansı bir uslûpla adeta bir tablo gibi önümüze sermişti. Bilâl'i, Habbab'ı, Ammar'ı, Mus'ab'ı sanki bugün yaşıyorlarmış gibi tanıdıysak, bunu Hocaefendi'ye borçluyuz. Ebû Akîl destanını, Hazreti Ömer'in adaletini, Hamza'nın cesaretini, Ebû Hureyre'nin hadislerini, İbni Ömer'in ilmini de belleklerimize yerleştiren oydu.

Kim ne derse desin pek çok insan İnsanlığın İftihar Tablosu'nu (sallallâhu aleyhi ve sellem) Hocaefendi sayesinde tanıdı. Önünde hiç kalem kağıt olmadan, aylar boyunca her biri yaklaşık iki saat süren vaazlarda Efendimizi (sav) sistematik bir şekilde, siyerinin felsefesini de yaparak anlatmıştı. O vaazlarda anlatılan her şeyin nasıl bir birikimin eseri olduğu, vaazlar "Sonsuz Nur" adıyla kitaplaşırken anlaşılmıştı. Orada anlatılanların dipnotlarını kitaba düşmek için binlerce kaynağa başvurulmuştu.

Cuma ve pazar günleri cami kürsülerinden bunlar anlatılırken akşam derslerinde de cami cemaatinin soruları cevaplandırılıyordu. Güncel problemlerin halline yönelik soruların içinde fıkhî meseleler de ciddi bir yekûn teşkil ediyordu.

Bu sorulara verilen cevaplar sadece "caizdir" ya da "değildir" ile sınırlı kalmıyor, mesele bütün boyutlarıyla derinlemesine ele alınıp izah ediliyordu. Çükü fıkıh hem kevnî hem de münzel kitabı aynı anda okuyabilmek demekti. Bunun için de temel İslâmî disiplinlerin hepsine, usûlü ve fürûuyla vâkıf olmak, Efendimiz'e yürekten bağlı olmak, başta Sahabe efendilerimiz olmak üzere selef-i salihîni neredeyse akrabaları kadar iyi tanımak, yaşadığı zamanı okuyup geleceğe dair projeler ortaya koyabilmek gerekir. Hocaefendi'nin salt fıkhî konulardaki açıklamalarında bile bu şumûliyet kesinlikle vardır. Tarihi arka plan, ondan neş'et eden gelenek, konunun nazari yönü, Müslümanların bugün içinde bulundukları şartların gereği, kısaca "Makasıdüş-şerîa" her boyutuyla onun verdiği fetva ya da hükümlerde bir bütünlük arz eder.

Bütün bunları ve daha fazlasını yakından görmek, Hocaefendiyi ve fıkhını anlamak maksadıyla değerli ilim adamı, İslam Hukuku alanında uzman olan Prof. Dr. Faruk Beşer, bir çalışma yaptı. Eserinin girişinde Hocaefendi'yi "ilmini aldığı kaynakların başı" olarak tanıtan hocamız, bu çalışmasında daha ziyade 1980 öncesi dönemde cami kürsülerinde sorulara verilen cevapları irdelemiş. Hocaefendi'nin fetva ya da hükümlerinin ehil bir uzman gözüyle değerlendirildiği bu çalışma bize onun ilmi yönüyle alakalı önemli ipuçları veriyor.

Biraz daha geniş ve kapsamlı bir çalışma yapılamaz mıydı, şeklindeki küçük eleştirimizle birlikte bu kitabın önemli bir boşluğu dolduracağı kanaatindeyiz. 144 sayfalık, mutlaka okunması gereken bu kitap Ufuk yayınları tarafından basılmış.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.