Bunlar Grundtvig’in yetiştirdikleri olsaydı
Ufuk Güvenç Bey, Danimarka’nın sevilen fikir adamlarından Nikolai Frederik Severin Grundtvig (1783-1872) üzerine bir master çalışması yaptı.
Buna göre Grundtvig, Danimarka toplum ve kültürünün hemen her alanında hizmetlere imza atmış en önemli şahsiyetlerindendir. Danimarka’nın dinî, siyasî ve kültürel hayatının temellerini oluşturan en önemli köşe taşlarından birisidir. Bilhassa eğitim alanındaki düşünceleri ve ortaya koydukları ile bu alanda lider bir rehber olarak bilinmektedir. Grundtvig’in insana bakışı, eğitimle ilgili fikirlerini derinden etkilemiş, bunun neticesinde fikir babası ve kurucusu olduğu HALK OKULLARI ortaya çıkmıştır.
Grundtvig’e göre, bir toplumun kalkınmasının tek yolu EKONOMİK gelişme değildir. Çünkü ekonomik bir gelişme bile, gelişme sürecini destekleyecek sağlam bir topluma ihtiyaç duyar. Böyle bir toplumun oluşabilmesi için üç aşamalı bir eğitim sistemi gereklidir. Evet bu, önce ferdin kendisini, sonra toplumunu, daha sonra da bütün insanlığı anlayıp kucaklayabilecek anlayışa yükselmesiyle mümkün olabilir. Böyle bir eğitim sisteminin, toplumun bütün kesimlerine ulaşabilen, dünyevî ve mânevî yönü bulunan hem de ferdiliği ve ictimailiği Biz anlayışında birleştirebilen bir işleyişi ve fonksiyonu olmalıdır.
Grundtvig bu Halk Okullarına HAYAT OKULLARI demiştir. Toplumu, hayatı, dünyayı ve insanlığı anlama esası üzerine kurulan bu okullar; hayatın içinde yerini bulamamış ölü kelimeleri ezberlemek ve kuru bilgiler öğrenmek yerine yaşayan kelimeleri öğretmek ve bu bilgileri hayata geçirmek için açılmıştır. Grundtvig’in bu insan ve eğitim anlayışı, sadece yaşadığı çağın müesseselerini ve toplumunu etkilemekle kalmamış, 1900’lü ve 2000’li yılların Danimarka’sını da şekillendirmeye devam etmiştir. Kendisinin yazılarından ilham alınarak açılan Danimarka Yüksek Halk Okulları, pek çok ülke için de çok önemli bir uyanışa katkıda bulunmuştur. Onun için Avrupa’da Grundtvig HALK AYDINLANMASININ EFENDİSİ unvanını almıştır. Netice itibarıyla Grundtvig, Danimarka için çok önemli bir değerdir ve çoğu zaman bu ülke, GRUNDTVİG’in VATANI olarak tarif edilir.
Bütün bunları anlatmamın bir sebebi Danimarka radyosunda sunulan DEADLINE programındaki bir tartışmanın iyi anlaşılması içindir: Zaman İskandinavya ve Sosyalist Halkçı Parti (SF) üyesi Milletvekili Özlem Çelik, Ramazan ayı münasebetiyle Danimarka Meclisi’nde bir iftar programı organize etmişti. Lars Aslan Rasmussen, iftiraya varan bir eleştiride bulundu. Radyo ise işte bu mesele ile ilgili bir tartışma programı tertipledi. Türkiye uzmanı Doç. Dr. Daniella Kuzmanovic, “Gülen Hareketi, sosyal projelerle toplumu etkilemeye çalışıyor. Ama hiçbir zaman siyasî olmayacaktır. Siyasî angajman, hareketi negatif mânada etkiler. Onun için siyaseti hiçbir zaman istemez, çünkü artık GLOBAL BİR HAREKET.” dedi.
Lars Aslan Rasmussen, Gülen Hareketi’nin azınlıklara karşı olduğunu söyledi. Mustafa Gezen “Her azınlık Fethullah Gülen’in fikrine göre, toplumda kendisine bir yer bulur. Abant Platformu buna delildir.” dedi. Program esnasında bir dakikalık bir video gösterildi. Sonra “Öyleyse, nasıl oluyor da poliste ve devlet dairelerinde adamları bulunuyor?” diye bir soru soruldu. Mustafa Gezen, “Fethullah Gülen’den ilham almış insanların polise ve askeriyeye girmesi niçin suç oluyor?” dedi. Sunucu, “Peki bunlar ne yapacak poliste?” diye sordu. Mustafa Gezen, “Grundtvig’i sevenler ve ilham alanlar Danimarka’da polis olsalar nasıl bir tehlike olur?” diye sordu ve şöyle devam etti: “Fethullah Gülen de Grundtvig gibi eğitime çok önem veriyor, ondan ilhamını alan bir polisten ne zarar gelir? Sizin “Danimarka’yı Grundtvigianlar ele geçiriyor.” demenizle, “Türkiye’yi Fethullah Gülen’i sevenler ele geçiriyor.” deme arasında fark yoktur.”
Programdan sonra sunucu, Mustafa Gezen’e “İnsanlar bir şey anlamış mıdır bilemem ama senin rahat tavrın insana güven veriyor ve endişeye mahal olmadığını ifade ediyor.” dedi.
- tarihinde hazırlandı.