Denizli Hapishanesi’nden mesaj var
Denizli Hapishanesi’nin tam yetmiş sene önceki o sıkıcı ve boğucu havasından nefes aldırmak için Üstad Hazretleri’nin talebelerine yazdığı o pusulaya benzer mektuplarından fışkıran güzellikler günümüzün sıkıcı atmosferini de ferahlatıp teselli mesajları sunuyor:
“Gayet ihtiyat, mümkün olduğu kadar eski mahpuslardan gücenmemek. İkiliğe meydan vermemek, kimseye gücenmemek, gücendirmemek, mutedil olmak ve tahammül etmek, mümkün olduğu derecede bizim arkadaşlar kardeşliklerini, dayanışmalarını tevazu ile ve mahviyet içinde enaniyetlerini kırarak takviye etmek. Bütün bunlar gayet lâzım ve zaruridir.”
“Hizmete adanmış ruhlar, en zor ve sıkıntılı durumlara bile, pek çok sevaba vesile olacağından dolayı, bu duruma manevî bir nimet nazarıyla bakarlar ve şükrederler. Çünkü; ‘İşlerin en hayırlısı, en zor ve en sıkıntılı olanıdır.’ buyuruyor Efendimiz (sas).”
“Biz öyle bir hakikate hayatımızı adamışız ki; güneşten daha parlak
Cennet gibi güzel; ebedî saadet gibi şirindir. Elbette biz bu sıkıntılı hallerde bile iftiharla şükür içinde bulunmalıyız.”
“Madem biz böyle sarsılmaz, en yüksek, en büyük ve en ehemmiyetli, fiat takdir edilmez derecede kıymetli ve bütün dünya ve can pahasına verilse yine ucuz düşen bir hakikatin uğrunda ve çalışıyoruz, elbette bütün musibetlere, sıkıntılara ve düşmanlara tam bir metanetle mukabele etmemiz gerekir.”
“Madem elimizden kadere rıza, kadere teslim ve iman, Kur’an, Nur hizmetinin verdikleri büyük ve kudsî teselliden başka bir şey gelmiyor. Elbette bize en lüzumlu iş; telâş etmemek ve ümitsizliğe kapılmamak. Birbirimizin kuvve-i maneviyesini (moral gücünü) takviye etmek, korkmamak, tevekkülle bu musibeti karşılamak… Habbeyi kubbe yapan farfarlı gazetecilerin kubbelerini habbe görüp ehemmiyet vermemektir. Bu dünya hayatının bilhassa bu zamanda, bu şartlar altında kıymeti yoktur. Başa ne gelirse gelsin hoş görmelidir!..”
Üstad Hazretleri; “Hayırlı işlerin muzır manileri olur. Şeytanlar o hizmeti yapanlarla çok uğraşır.” diyor.
Ali Ulvi Kurucu da; “Hem de şeytanların kurmayları uğraşır; öyle sıradan insanî ve cinnî şeytanlar değil!..” diyordu.
Onlara asla kulak asmayalım ve yine Üstad Hazretleri’nin mesajlarına kulak verelim: “Mâdem biz, çok emarelerle, inâyet altındayız ve madem gayet çok ve insafsız düşmanlara karşı Risale-i Nur mağlup olmadı, Maarif Vekili’ni (Milli Eğitim Bakanı’nı) ve Halk Fırkası’nı (iktidardaki partiyi) bir derece susturdu ve madem bu kadar geniş bir sahada ve meselemizi pek ziyade büyüterek hükümeti telaşa düşürenler, her halde iftiralarını ve yalanlarını bir derece örtmeye bahaneler ile çalışacaklar; elbette bize lâzım olan şey; tam bir teslimiyetle sabır ve temkinde bulunmak ve bilhassa hayâl kırıklığına düşmemek ve bazan ümit edilenin aksi meydana gelmesiyle ümitsizliğe kapılmamak ve geçici fırtınalar ile sarsılmamaktır.”
Evet bu mesajlar, bugün yazılmış gibi çok yeni ve taptaze!..
Kaynak: http://www.zaman.com.tr/abdullah-aymaz/denizli-hapishanesinden-mesaj-var_2227528.html
- tarihinde hazırlandı.