Dünya bahçesi
10. Türkçe Olimpiyatları dolayısıyla dünyanın her bölgesinden ülkemize gelen çocukları sahnelerde, ekranlarda seyrediyoruz. Bir bölümünü evlerimizde misafir ediyoruz.
Farklı dinlerden de olsalar, okudukları okullar onlara peygamber sünnetinden neş'et eden edebi, alçakgönüllülüğü, fedakârlığı, yardımlaşmayı, sabrı, iffeti, nezaket ve kibarlığı bir irfan ve hayat tarzı olarak kazandırmış.
Güzel şiirler okuyorlar, şarkılarımızı-türkülerimizi söylüyorlar. Bizimle okudukları şiir ve şarkılar-türküler üzerinden duygusal bağlar kurmaları çok hoş. Bizi gerçekten mutlu ediyor. Ama biz bunun kendi şiirlerini, şarkı türkülerini unutup bizim kültürel hegemonyamız altına girmelerinin bir yolu olmadığını biliyoruz.
Bizim geleneğimizde sömürgecilik yoktur, fethettiğimiz yerlerde insanları kendi dinleri, örf ve adetleri, gelenek ve yaşama biçimleriyle, dolayısıyla dilleri ve türküleriyle baş başa bıraktık. Batı'nın girdiği her yer ise dümdüz oldu. Batı sömürgeci politikalarla ayak bastığı her yeri silindir gibi ezdi, düzledi geçti. Fransızlar Zaire'ye gittiklerinde yerel diller konuşulur, anlaşma ortaklaşa Arapça üzerinden sağlanırdı. Arapçaya karşı yerel dilleri yücelttiler, ortak anlaşma dili kaldırıldı, derken farklı dil ve etnik topluluklara mensup kendi aralarında anlaşamaz, basit alışverişleri dahi yapamaz hale geldiler. İşi bu kıvama getiren Fransızlar, Fransızcayı resmi dil ilan ettiler. Şimdi Zaireliler ne Arapça biliyor ne yerel dillerini. Fransızca Fransız sömürgeciliğinin devamını sağlar vaziyette iş görüyor. Umarım bu trajik örnek, temel bir hak olarak Kürtçenin ana dil eğitimi ve öğrenimi talebi karşılanırken dikkate alınır.
Tabii ki dünyaya yayılan Türk okullarının gittikleri ülkelerin halklarına kendi dillerini unutturma gibi bir amacı yok. Zira en azından Türkçenin de öğretildiği okullarda yerel diller ve İngilizce de öğretiliyor.
Hem Türkçe -veya Arapça ya da başka bir dil- kendi başına ne ifade eder ki! Bir dilde "yaşatma ideali"ni dile getirebileceğiniz gibi öldürmeyi, zulmü, ahlaki dejenerasyonu da dile getirebilirsiniz. Efendimiz (sas) de Arapça konuşuyordu, Ebu Cehil de... Önemli olan bir dille neyi anlattığınız, neyi öğrettiğiniz, hangi idealleri, ahlaki değerleri yaymaya çalıştığınızdır. Modern çağ milliyetçi ideolojileri ve siyasetleri "dilleri" kendi başına yüceltti, fetiş hale getirdi.
Türk okullarının bütün dünyaya taşımaya çalıştığı değer "kendi başına Türkçe, türkü-şarkı" değildir elbette. Son derece modern cesametli binalar, teknik donanım veya müfredat programlarına uygun okutulan dersler (tabiat bilimleri veya sosyal bilgiler) de değildir. Bunlar dünyanın her yerinde var. Türk okullarının dünyaya götürdüğü değer "iyi insan modeli"dir. Yani iyiliği öğreten, yayan, iyilik ve güzelliği yaşatan (ma'ruf olanı ve ihsanı) hedef alan yüksek ahlaki değerler. İşte bu değerlerden modern dünya, modern eğitim ve beşeriyet yoksundur. Aileler seve seve çocuklarını bu okullarını veriyorlarsa, bilin ki ne Mehmet Akif'in şiirleri ne Sezen Aksu şarkıları ne İbrahim Tatlıses'in türkülerini Türkçe okusunlar diye vermiyorlardır. Bu okullarda modern dünyanın kaybettiği bir şeyi buluyorlardır. Bu, yüksek ahlak ve iyi insan idealidir. Eğer okullarımızla dünyanın bu değerler çerçevesinde dikkatini ve ilgisini çekebilirsek büyük bir iş başarmış olacağız. Bu ulvi hedef ve gayeye ulaştıracak anlam ve yol haritasını Hocaefendi son kitabı "Yaşatma İdeali"nde gayet güzel anlatmış bulunuyor.
Hüzünle seyrettiğim bir manzara var. Benzer bir tabloyu hac ve umrede de müşahede ediyorum. Buralarda beşeriyet sanki resmi geçit yapıyor. Yaklaşık 150 ülkeden gelen çocuklar yerel kıyafetleriyle rengârenk. Zengin bir bahçe gibidirler. Allah'ın enva-ı türde yarattığı bir çiçek bahçesi sanki. Fakat biliyorum ki, bu örflerin, kültürlerin zenginliği ve çeşitliliği sadece sahneye ve ekranlara mahsustur. Gösteri bittiğinde herkes tektip elbiselerini giyer ki, bu Batı'nın bütün dünyaya dayattığı tek kılık kıyafettir.
Batı'nın tekdüze hale getirdiği bir dünyada yüksek ahlaki değerleri ve iyiliği ayağa kaldırabilirsek belki bir gün örflerin, gelenek ve kültürlerin çeşitliliği ve zenginliği de sağlanacaktır.
- tarihinde hazırlandı.