Hizmet'e yönelik iftira oyunlarının amacını
Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt havuz medyasının Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketine yönelik iftira ve delilsiz suç üretme telaşı ve bu iftiraya ortak olan yeni halkalarla ilgili yazısını köşesine taşıdı.
İşte Erhan Başyurt’un o yazısı:
Suçlu belirlendi suç üretiliyor!
17 Aralık’tan bu yana havuz medyası “suçlu ilan edilen” Camia’ya yönelik “suç üretmek” telaşı içinde...
İftira üzerine iftira yayınlıyorlar...
Önce “7 bin kişi dinlendi” dediler.
Ortaya çıktı ki, yürütülmekte olan Selam Tevhid Örgütü soruşturmasında yasal olarak dinlenen 200 küsur ismin tüm irtibatları 3 kat artırılarak kaleme alınmış.
Üstelik gizli yürüyen bir soruşturma deşifre edildi.
Bazı sanıkların bu haberler sayesinde kaçtıkları ortaya çıktı.
Yasa dışı dinlemeler yapılıyor iddiası ileri sürüldü.
Kayıp dinleme cihazları olduğu iddia edildi.
Ortaya çıktı ki, kayıp cihaz yok. Kaçak anten de...
İhbar mektubu doğrulanıyor
“Suç üretme” arayışına şimdi yeni halkalar ekliyorlar.
Bu kez, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın 64 ünlü ismi dinlemeye aldığı iddiasını yayınladılar.
Oysa TİB kendisi dinleme yapmıyor.
Mahkeme kararlarının icra edilebilmesi için ilgili kuruma yasal dinleme imkânı sağlıyor.
Şayet 64 ünlü isim dinlenmişse, bunun mutlaka bir mahkeme kararına dayanması ve dinlemelerin de ilgili kurumlara aktarılmış olması gerekiyor.
Bu tarz iftiraların gündeme getirileceğini bir TİB çalışanı “ihbar mektubu” ile kısa süre önce duyurmuştu.
Müfettişler yasa dışı hiçbir delil bulamadıkları için, TİB yöneticilerinin suçlamalarda kullanmak amacıyla kendilerine iki bin kişilik bir liste verdiği ifade ediliyordu.
“Bu numaraları sisteme yükleyin, sonra da silin. Geçmişte dinlenmiş gibi gösterelim” talimatı verildiğini kaydediyordu.
İhbar mektubunda yer alan “komplo” öyle anlaşılıyor ki uygulamaya konuldu.
İftiralar algı yönetimi için
Bu iftiralarla yasal bir suçlama yapılması mümkün değil.
Mutlaka iftirayı üretenler de biliyor.
Ancak aylardır yapılan suçlamaların boş olmadığı yönünde kamuoyu algısı oluşturmak için bu iftiraları yine de yayıyorlar.
Camia üzerinde baskıyı sürdürmeye, onu yalnızlaştırmaya ve farklı kesimleri yalan kampanyalarında yanlarına çekmeye çalışıyorlar.
Başbakan Erdoğan’ın Dışişleri’ndeki Suriye Zirvesi’nin ses kaydının sızması üzerine 2 Mayıs’ta cuma namazı çıkışı yaptığı şu konuşma olanları anlamak adına çok çarpıcı:
“Bu işin paralel yapıyla ilgili olduğu ortadadır.
Paralel yapıdır, bu kesindir. Bunda tereddüt yok.
Failleri kimlerdir bunu bulmak durumundayız.”
Yani failler bilinmiyor.
Ama kimlerin suçlanacağı kesin.
Masumiyet karinesi açık şekilde ters yüz ediliyor...
O halde yapılması gereken belli: “Delil uydurmak.”
Türkiye’ye yazık ediyorlar
İftiraları kamuoyuna yaymak konusunda da bir sıkıntıları yok!
Havuz medyası nasıl olsa her iddiayı sorgulamadan, muhatabına sormaya ihtiyaç duymadan yayınlıyor.
Olayların perde arkasına vakıf olmayan masum halk da köpürtülen bu yalanlardan etkileniyor...
Oysa “Bugünün yarını var. Yarın Hakk’ın divanı var...”
Hayat bugünden ibaret değil ki...
Bu iftirayı üretenler ve kasıtlı yayanlar hem Türkiye’ye hem de kendilerine yazık ediyor.
Kaynak: http://www.bugun.com.tr/suclu-belirlendi-suc-uretiliyor-yazisi-1125201
- tarihinde hazırlandı.