Ganalı bir çocuk Türkçe öğrenecek de ne olacak?

Necip medyamızın bir mensubu bu soruyu sordu geçenlerde köşesinde.

Entelektüel derinliği fevkalade olan bu soruyu duyar duymaz birden bire irkildim, essah yahu dedim kendi kendime, sahi bunlar Türkçe öğrense ne olacak, niye bu güne kadar bunu düşünememişim diye de hayıflandım hani.

İyi de kardeşim hadi ben düşünemedim dünyanın 130 küsur ülkesinde okulları açan binlerce öğretmen de mi düşünemedi bunu, peki bu okullara destek veren milyonlar? Yuh olsun onlar da dedim.

Gazetecilik budur işte, kimsenin göremediği noktayı bulup milletin önüne koyacaksın? Okuyan da şap diye kalakalacak. Tek bir soruyla herkesi ters köşe edeceksin. Keskin zekâ sahibi olmak böyle bir şeydir. Köşe yazıları astronomik ücretler alıyorlar diye de fesatlanıp durmayın, bakın yıllardır bir tekiniz bile böyle bir soru sorabildi mi? Soramadınız işte, farkı bu.

Neyse bu kadar geyik yeterli.

Hep düşünmüşümdür ülke haritamız ile ufuk haritamız arasında niye bir paralellik var diye. Üç kıtada söz sahibi bir ülke vatandaşı iken Anadolu'ya sıkışmış bir ülkenin vatandaşı olmak arasında zihinsel anlamda bir paralellik var mıdır? Yani harita küçülünce zihinler de mi, projeksiyonlar da mı küçülmüştür?

Hadi cevabı ben veriyim, evet böyle bir paralellik olmuştur. Özellikle aydın dünyamızda bunun eserini çok net görürüz.

Günlük siyasi çekişmeler, o ne dedi bu ne dedi hayat devam eder gider bu kesim için. Dünya standartlarını çok sık telaffuz ederler ama kendi meslek dallarında dünya standartlarında tek bir iş ortaya koyamazlar. Edirne'yi geçinde 'aslında sanal olan' özgül ağırlıkları birden bire yok olur. Batılı efendileri karşısında ezik büzük bir şey olurlar.

Bugün 135 ülkede Türkiye sevdalısı yüz binler yetişti ve yetişmeye devam ediyor. Küreselleşme karşısında bu millet artık bende varım diyor. Bu sürecin edilgeni değil etkeni olmaya çalışıyor.

O küçük gördükleri, göbeğini kaşıyan adam dedikleri bu millet dünyanın her yerinde olmanın çabası ve başarısı içerisindeler.

Zordur yıllarca horladıklarının, cahil gördüklerinin böyle büyük bir başarıya imza atmış olduklarını görmek. Hele bir de bu ülke adına günlük dedi kodu yapmanın dışında bir tek taş üstüne taş koymamışsan.

Ganalı bir çocuk Türkçe öğrenecek de ne olacak?

Ganalı çocuk Türkçe öğrense ne olacakmış, dünyaya 'bi Gana' kalmak böyle bir şey işte.

Türkçe olimpiyatlarının arkasında da kesin cemaat var!

Türkçe olimpiyatlarının Şarkı Finalini seyrederken beni çok güldüren bir twit gözüme ilişti. Bu twitte 'Türkçe olimpiyatlarının arkasında da kesin cemaat var aha şuraya yazıyorum' yazıyordu. Her taşın ardında cemaat var paranoyasını tiye alan iyi bir espriydi.

Espriyi bir tarafa bırakıp işin gerçeğine bakacak olursak 130 küsur ülkede gerçekleştirilen bu başarıyı bir cemaate vermek hakikate haksızlık olur. Türkçe olimpiyatları bir cemaat meselesi değildir. Cemaat boyutlarını çoktan aşmış topyekün bir milletin omuz verdiği bir boyuta ulaşmıştır. Bu çorbada dünya sahnesinde ben de varım diyen her insanımızın tuzu vardır. Dolayısı ile bu başarı bir gruba falan değil bu millete aittir.

Sevgi Dili Türkçe/ Sevgi Dili Kürtçe

Türkçe olimpiyatlarının bu seneki sloganı 'sevgi dili Türkçe' idi. Bence bu slogan olması gerekenin ifadesiydi. Türkçe sevginin, barışın, hoşgörünün, insanları olduğu gibi kabul etmenin dili olmalıydı.

Maalesef Türkçe, devletin dili içerisinde, ırkçı mülahazalar sonucunda şiddetin dili haline getirildi. Bu da karşısında şiddet dili Kürtçeyi doğurdu.

Sevgi dili Türkçe sosyal ve siyasal hayatımızda karşılığını bulduğunda sevgi dili Kürtçeyi de yeşertecektir. Millet olarak işte buna çok ihtiyacımız var.

Zannediyorum Türkçe olimpiyatlarına imza atan düşünce bir gün sevgi dili Kürtçe sloganı ile Kürtçe olimpiyatları da düzenleyecektir.

Ve Balyozcuların dediği oldu.

Balyoz darbe planlarında biliyorsunuz darbeden sonra milleti statlara dolduracaklardı. Her şeyi planlamışlardı. Bereket versin ki planları önceden ortaya çıktı da yeni bir darbe sürecine girmemiş olduk.

Balyozcuların istediği gibi bu millet gene statlara doldu ama bu sefer başka bir amaçla. Türkçe olimpiyatlarını, Türkçenin çocuklarını alkışlamak için.

Bu milletimizin balyozculara ve onların şak şakçı şürekasına bir nevi cevabı gibi oldu.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.