Eser

"Türkçe Olimpiyatları" ismi yaşananları taşıyamıyor artık. Yavan kaçıyor biraz. Salonlar tıkabasa dolu, sahneler rengarenk; tam bir eserler armonisi. Dünya çocuklarının kültür geçidi. "İnsanlık el ele, bayram o bayram olur" sözü yarışmanın ötesinde manalar ihtiva ediyor.

Enes Ergene, Kalbin Solukları eserine yazdığı önsözde Muhterem Müellifin yazılarının iç dokusunu güzellik, aşk ve estetik kavramlarının örgülediği tespitinde bulunur. Eğer yazıları, "hem dil ve mantık hem de üslup ve muhteva olarak güçlü bir estetik duygusundan besleniyorsa", o yazıların ruhundan çıkan eserlerin de farklı olması elbette düşünülemez.

Türkçe kültür şölenlerinin vesile olduğu eserler, dünya çocuklarının sergilediği büyüleyici performansla tabii ki sınırlı değil. Farklı dillerden, rengarenk kültür motiflerinden, değişik iklimlerden yüzlerce öğrenci, ortak dil Türkçede yeteneklerini sergiliyorlar. Eser içinde eserler...

Sadece dünya çocukları buluşmuyor, Türkiye'nin renklerinin de buluşmasına vesile oluyorlar. Ayrı bir muhteşem eser. Ülkelerinin içinde bulunduğu durum ne olursa olsun, vicdan merkezli bir medeniyet algısı hepsini kuşatıyor. Yeni bir var oluş musikisi kaplıyor, bahtı kara memleketlerin afakını.

Hangi vicdan bigane kalabilir, "İnsanlık el ele, bayram o bayram olur" idealine. Sadece ideal mi? Türkçe Olimpiyatları, güzelliğin, aşk ve estetiğin tecessüm ettiği muhteşem eser. Bu güzelliklere, bu aşka, bu estetiğe bütün insanlığın ihtiyacı yok mu? Bilhassa İslami değerlerle yoğrulan Anadolu kültürü her zaman evrenseldi aslında. Globalleşen dünyada hızla kabul görmesi, Anadolu hümanizmasının sahici insan sevgisine duyulan ihtiyaçtan kaynaklanıyor olsa gerek.

Evrensel Anadolu kültürünün üzerine kara küller serpileli savaş yorgunu bir gezegende yaşar hale geldik. Burnumuzun dibinde bitip tükenme bilmeyen zulümlere tanık olmuyor muyuz hâlâ? Akıl ve maddi çıkar üzerine kurulan medeniyet iflah etmedi. Vicdanı tam tefessüh etmeyenler artık görüyor ki, bir "vicdan medeniyeti"ne ihtiyaç var. Fakat bu eser, kalp yeniden soluk almaya başladıkça şekillenecek. İşte kalpleri soluk almaya başlayan öğrenciler yazacak bu eseri. Yeni bir dünyayı Türkçenin ruhundan besledikleri tertemiz vicdanlarıyla onlar kuracaklar. Ve o dünyada manasızlığa yer olmayacak, nefret ve şiddet kendine yer bulamayacak...

Türkçe Olimpiyatlarıyla bu medeniyetin izini keşfettik yeniden. Yıllar önce okuduğum şu söz meseleyi daha gerçekçi hale getiriyor: "Herkes bu misafirhaneye uğrar ve bir iz bırakır, gider. Bu izler arasında öyleleri vardır ki, yürüyenle birlikte silinir gider de en küçük bir belirti dahi kalmaz. İz vardır ki, arkadan gelenlere yol der, şehrah der yürürler. İz vardır ki, patikadan, dağ yolundan beter. İz vardır ki, ona yüzler sürülür, gözyaşı dökülür. İz vardır ki, ona da, onu bırakana da lanet okunur. Yolcu! Arkanda nasıl bir iz bırakacağının şuurunda mısın?"

Dünyanın farklı kültür coğrafyalarından yüreği sevgi dolu binlerce genç, arkada bırakacakları izin şuurunda yetişiyor artık. Dünya onların intizarı içinde.

En muhteşem ve harika eser, üzerinde yürünen o yoldur. O yoldaki bütün izler farklı desenleriyle göz kamaştırıyor şimdilerde. Daha da görünür hale geldikçe bu güzellikler, insanlık aşkı ve estetik duygular, zamanla dünyanın dikkatini çekecek ve nefislerine ağır gelse de vicdanlarıyla kabul etmek zorunda kalacaklardır. Ne mutlu böylesine bereketli bir eserin ortaya çıkmasına vesile olanlara...

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.