Bu ülkede her güzel iş "Müslüman"ın eseridir!
Önceki akşam "10. Türkçe Olimpiyatları"nın açılışına katıldım...
Açılış törenine ilgi, oldukça büyüktü...
"Büyük işadamları"ndan "ünlü sanatçılar"a, "bürokrat"lardan "gazete ve televizyon yöneticileri"ne kadar birçok insan "10. Türkçe Olimpiyatları"nı izlemek için gelmişti.
Bu sene "onuncusu" düzenlenen Türkçe Olimpiyatları, "135 ülkenin 1500 çocuğu"nu Türkiye'de buluşturdu...
Bu şenliğe, bu şölene bu yıl "41 il"imiz dahil oldu... Yani, çocuklar, bu yıl 41 ilde gösteri yapacaklar...
Şarkı söyleyecekler, türkü söyleyecekler, şiir okuyacaklar, parodi yapacaklar.
Kâh güldürecekler,
Kâh düşündürecekler
Belki de ağlatacaklar!..
Ama, hayranlık ve gıbta ile izleyeceksiniz onları... Öyle ya; "Türkçe"yi neredeyse "Türkler"den daha iyi kullanıyorlar.
Ben, bu "dev organizasyon"dan dolayı emeği geçen herkesi kutlamakla birlikte, "Pakistanlı Ahmet Kaya"yı hiç unutmayacağım... Ahmet Kaya'nın "Kafama sıkar giderim" şarkısını seslendiren Pakistanlı gencin sesi, "aynısının tıpkısı" derecesinde Ahmet Kaya'ya benziyordu... Şarkıyı da, çok başarılı okudu...
Hani, bir söz vardır ya;
"Sıza sıza göl olur,
Akar akar yol olur,
Yaradan isteyince;
Az, çoklardan bol olur."
Sen, yeter ki "hizmet" et!..
Cenab-ı Allah; hem önünü açar, hem de "az"larını "çok" eder.
Ne varsa Müslüman'da var
Size bir şey söyleyeyim mi;
Bütün "kompleks"lerine, bütün "pısırıklık"larına ve bütün "eziklik" ve "özenti"lerine rağmen, "Müslüman"lar, gerçekten güzel işler yapıyorlar!.. Ne varsa, "Müslüman"da var!..
Zaman zaman kızıyoruz filan da;
Eğer "Müslüman"lar olmasaydı, acaba kim, ne yapardı düşünmeden de edemiyorum.
Bilirsiniz, "Kemalist Sol" ve "Sosyalist"lerin becerdiği tek iş vardır, o da "lâf ebeliği"dir!..
Dilleri iyi lâf eder!..
Ama ellerinden iş gelmez!..
İşte "onuncusu" düzenlenen Türkçe Olimpiyatları... Dile kolay; "135 ülkeden 1500 çocuk" gelmiş... Bunların "yeme"leri var, "içme"leri var, "yatma"ları var, "kostüm"leri var, "gösteri"leri var!.. Tabiî, bir de, Türkiye'ye getirilmeden önce "seçme"leri var!..
Bütün bunlar "dev bir organizasyon"u gerektirir ki, "Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneği"nin, "seçme"lerden "gösteri"ye kadar geçen süreçteki "çaba"larını takdir etmemek mümkün değil!.. Dedim ya, emeği geçen herkesi kutluyorum.
Gerçekten de;
"Mükemmel bir organizasyon"du...
Dünyaya Yunus damgası
Türkiye, sadece bu "okullar" vasıtasıyla değil, çeşitli ülkelerde "Hükümet'in öncülük ettiği Yunus Emre Kültür Merkezleri" ile de "Türk dili ve Türk kültürü"nü bütün dünyaya yayıyor.
Nitekim, "Türkçe Olimpiyatı"nın açılış töreninde konuşan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Türkiye'nin çabalarına işaret etti...
Türkçe'nin en güzel sözlerini söyleyen Yunus Emre'nin "Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm" sözünü hatırlatan Dinçer, "Aslında tüm dünyaya yayılmış bu okulları da Türkçe'nin ete kemiğe bürünmüş bir hali olarak yorumlamak mümkün. Böyle bakıldığında da; tüm dünyadaki her okul, bu anlamda Türkçe'nin ete kemiğe bürünmüş halidir... Yurt dışına gittiğinizde, hem okullarımızı, hem de Yunus Emre Kültür Merkezlerimizi ziyaret etmeyi ihmal etmeyin."
Yeryüzünde, "her yıl 500 lisanın yok olduğu" göz önüne alınırsa, sanırım; Ömer Dinçer'in ne demek istediği çok daha iyi anlaşılır.
Hasılı kelâm;
İyi işler yapıyoruz, iyi!
Bunu da;
"Dindarlaşmak" ve "muhafazakârlaşmak" ile itham edilen adamlar yapıyor, iyi mi?..
Bu adamlar;
İş yapıyor iş!..
Laga-luga değil!..
Yetimler de İstanbul'da
Meselâ, gel de;
Kısa adı İHH olan İnsani Yardım Vakfı'nın faaliyetlerine hayranlık duyma...
Olayı biliyorsunuz...
İHH'nın 5. Uluslararası Yetim Buluşması için "13 farklı ülke"den ve "Türkiye'nin değişik bölgelerinden" getirdiği 70 yetim çocuk, önceki gün basın karşısına çıkarılmış... Miniatürk'te Türkiye'nin en önemli tarihi yerlerinin minyatürlerini görüp renkli saatler geçirmişler...
Arnavutluk, Azerbaycan, Endonezya Açe, Filipinler-Moro, Filistin, Irak, Kırgızistan, Pakistan, Sierra Leone, Somali, Suriye, Sri Lanka, Tanzanya ve Türkiye'den katılan yetimlerin kaynaşması ve birlikte oyunlar oynaması; birlik ve dayanışma esaslı küresel iyilik hareketinin ortaya çıkardığı en güzel sonuçlardan biri olmuş...
Herhalde biliyorsunuz;
"Akit-İHH işbirliği"nde gerçekleşen kampanyada "9 bin yetim"e ulaştık ki, şimdi İstanbul'da bulunan yetimlerden bazıları da, işte bu yetimlerdir...
Ne güzel değil mi;
İstanbul; "135 ülkenin çocukları" ile onlarca ülkenin "yetim"lerine ev sahipliği yapıyor.
Peki sorarım size;
"Sol"un, "Sosyalist"in, "Kemalist" ve "Marksist"in böyle bir "duyarlılığı", böyle bir "insani girişimi" var mı?..
Gösterin de, dişimi kırayım!..
Tek bildikleri lâf!..
Lâf!.. Lâf!... Lâf!..
Lak!.. Lak!.. Lak!..
- tarihinde hazırlandı.