Ele geçirmek

Bir Beşiktaş maçıydı. Rakibi tam hatırlamıyorum, basın tribününde sevgili İbrahim Ekiz ile beraber oturuyorduk.

Maç çetin geçiyordu ve Beşiktaş mağlup durumdaydı. Bu tür maçlarda basın tribünü tuhaf oluyor. O nedenle, maç izlerken sesli yorum yapmak çok riskli, paparayı yemek kader oluyor. Maçın hakeminin saçıyla ilgili bir soru sordum Ekiz'e ve o da cevabı yüksek sesle verdi: 'Orta hakem asker kökenli o yüzden...' Yanımızda duran ve burnundan soluyan, basına telefon çekmekle görevli olan şahıs bir kükredi ki, 'Siz' dedi, 'Askere laf mı söylüyorsunuz, Cumhuriyet ülkesinde?' Devir 28 Şubat'tı ve herkes bakışını bize çevirmiş, biz şoklardan şoka uçuş yapıyorduk. Allah'tan 'lan hakem' filan dememiştik, yoksa halimiz haraptı!

Bu "ele geçirmek" geyiği ne zaman yapılsa aklıma bu olay gelir. Sanırım bu ülkenin kaderi, nerede bir sıkıntı, kirli iş, gizli kapaklı dolaplar dönse ve bir enselenme söz konusu olsa, birileri çığlığı basıyor: "Bizi ele geçirmek için bunu yapıyorlar!"

Abarttığımı düşünmeyin, bu ülkede Cumhurbaşkanlığı'nın meşru seçimini bile, 'Çankaya'yı ele geçiriyorlar' yaygarasıyla iptal edenler oldu. Her şey ele geçirilir oldu ayrıca. Okullar ele geçiriliyor, mahkemeler ele geçiriliyor, hapishaneler ele geçiriliyor, polis ele geçiriliyor, medya ele geçiriliyor, hakimler ele geçiriliyor, savcılar ele geçiriliyor, camiler ele geçiriliyor, ormanlar ele geçiriliyor... Uzattıkça uzatabiliriz. İzmir'in ele geçirilmeye çalışıldığını ileri süren ve normal insan muamelesi gören şahıslar biliyorum ben.

Son moda da Fenerbahçe'nin ele geçirilmesi.

Bir kere kafadan mantık hatasıyla giriyor topa bu zihniyet. Bu nasıl ele geçirmektir ki, başkanını içeri atıyorsun, kulübü bir daha sırtını doğrultamayacak şekilde batırmaya uğraşıyorsun. Olsa olsa buna 'ölü ele geçirmek' demek gerekmez mi?

İki tane gazetecinin yorumundan yola çıkarak kocaman bir paranoyaya dönüştürülmeye çalışılan bu algıya ilk başta gülüyordum. Gülüyordum zira, ele geçirdiği ileri sürülen camianın yönteminden habersizdi bu paranoyayı körükleyenler. Cemaat, Hizmet ya da her neyse Fenerbahçe'yi değil ihtimal ki Fenerbahçelileri ele geçirirdi. Dahası Fenerbahçelilerin kalplerini ele geçirmeyi belki kendilerine dert edinmiş olabilirlerdi. Tıpkı Galatasaraylıların, Beşiktaşlıların, Trabzonluların, Van Ercişsporluların, Ödemişsporluların ve yüzlerce takım taraftarlarının kalplerini kazanmayı gaye edinmeleri gibi.

Özellikle son bir haftadır medyadaki kıpırdamalara ve aklî muhakemesine güvendiğim birtakım yazar/çizerlerin de böylesi bir illüzyona kanmaya başlamasından da anlamış olduk ki, bu 'ele geçirilme meselesi' basit bir 'yargıdan sıyrılma' numarası değil. Hele hele işin içine 'Ergenekon muvazzafları' da girince büsbütün netleşti tablo.

Ben de şu iddiadayım; Ergenekon cephesi, kendine düşman olarak gördüğü her kitle, hareket, parti ya da toplumu her fırsatta hedeflemeyi şiar edindiği için genelde şike, özelde F. Bahçe meselesini de kullanmayı deniyor. Amaç çok açık; bu ülkede hukuk da adalet de bunların elinde ve hukuktan bahsetmek mümkün değil.

Bir kere şunu net ifade edeyim: Ben 'Ergenekon, şike ve Fenerbahçe üzerinden kavgaya girişti' derken, Fenerbahçe'nin Ergenekon ile ilişkisinden bahsetmiyorum. Elbette en ufak bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum ama Ergenekoncuların bu davayı ve gelişmeleri fırsat olarak kullanıp kavgayı burası üzerinden vermeye başlamasından bahsediyorum.

Üstelik hiç de küçümsenmeyecek argümanlarım var. Ergenekon muhiplerininki kadar cıvık da değil. Yani birkaç cemaat muhabbeti olan yazardan çıkarak söylemiyorum bunu. Daha detaylı olarak öğrenmek isteyenlere Aksiyon'dan Erkan Acar'ın "Marjinallerin Fener'e sızma planı" ve Habertürk'ten Serdar Turgut'un "Kadıköy'de Ergenekon operasyonu: Fenerbahçe Cumhuriyeti Gülen Cemaati'ne karşı" başlıklı yazılarını okumayı salık verebilirim. Üstüne yine Turgut'un "Gülen Cemaati Fenerbahçe'yi ister mi?" başlıklı yazısını da okuyabilirsiniz.

Hala ortalıkta bin bir maske ile salınan Ergenekon muvazzaflarının ne yapmaya çalıştıklarını görmek için fanatizmin idrak kilitlenmesinden birazcık sıyrılmak lazım. Manzara çok net aslında. Neyse, yazı bitti, öğlen yemeğini ele geçireyim bari!

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.