Bilsinler ki biz Musa’dan yanayız

27 yıldır hakkın, adaletin yanında yer almaya gayret etmiş bir gazete, sırf “Türkiye nereye gidiyor?” sorusunu sorduğu için bir anda örgüt kapsamına alınıp operasyon bekler hale geldi.

Bugün herkesin, her gün biraz daha yüksek sesle sorması gereken o soruyu gündeme getirdiği için, hukukun yazdığı hiçbir suçu işlemediği halde gazetenin editör ve yazarlarına operasyon yapılacağı konuşuluyor. Ama dost ve düşman herkes bilsin ki, Allah’ın izniyle ne gözaltına alınmaktan ne tutuklanmaktan ne de hakkımızda açacakları davalardan korkuyoruz ve “Türkiye nereye gidiyor?” sorusunu en yüksek sesle sormaya devam edeceğiz.

Ama bizi en mutlu eden şey, okuyucularımızın bu gazeteye sahip çıkması ve bu sahip çıkmadaki kararlılıkları! Yıllardır fişlenmelerine, devlette görev almışsa atılmalarına, ticaretle uğraşıyorsa Maliye terörüne maruz kalmalarına rağmen hiç geri adım atmayan Zaman okuyucuları, şüphesiz ki Türkiye’de demokrasinin en büyük güvencesi durumundadır.

Önceki gün olayı duyar duymaz gazetemizin Yenibosna’daki merkezine akın eden okuyucularımız, buz gibi soğuk ve yağışlı havada neredeyse sabaha kadar Zaman’ın önünden ayrılmadı. Ertesi gün de operasyonu yapacak yer olarak konuşulan Çağlayan Adliyesi’ne koştular. Şiddetli yağan yağmur, soğuk, rüzgâr onları inandıkları şeyler uğruna mücadele etme azminden bir parça bile geri koymadı.

İktidar sahipleri ‘bekleyin, yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz, yakında hepsine suç isnat edeceğiz’ derken aslında şunları söylemeye çalışıyor: “Biz onlara tuzak kuruyoruz. Yapmadıkları şeyleri yaptı diyeceğiz, işlemediklerine işledi diyeceğiz. Yaş ve kuru ne kadar kötü şey varsa hepsini üstlerine atacağız. Hâkimler bulduk, savcılar bulduk, yeni mahkemeler kurduk. Hâkim de bizim, savcı da... Hukukta suç sayılan şeyleri işlememiş olsalar da biz onları içeri atıp, mallarına el koyacağız.”

Bu yolla insanları sindirebileceklerini sanıyorlar ancak kimse korkmuyor ve kimse düzene ayak uydurup yolunu bulma kolaycılığına kaçmıyor. Zaman editörleri, yazarları ve okuyucuları “Türkiye nereye gidiyor?” sorusunu sormaya ısrarla devam ediyor. Çünkü bu bir Cemaat-hükümet kavgası değil. Bu Türkiye’nin ‘ucuz totaliter ülke’ olup olmama meselesidir. Mesele biz meselesi olsaydı bu ülke için susmayı bilirdik. Mesele hizmetse, cemaatse, camiaysa biz susmasını, çekilmesini hatta hapse girmesini biliriz. Biz ortadan kaybolduğumuzda Türkiye çok daha demokratik, çok daha ileri bir hukuk devleti, çok daha adil bir ülke olacaksa hiç problem değil. Gider, kendi kulübemizde geçiririz ömrümüzü.

Biz gittiğimizde, Türkiye’de herhangi bir kimse düşündüğünden, inandığından ya da aidiyetinden dolayı kınanmayacak veya ötekileştirilmeyecek mi? Bu ülkede yolsuzluk, hırsızlık, arsızlık, haksızlık bitecek mi? Bal tutanlar parmaklarını sürekli ağızlarına götürüp durmaktan vazgeçecekler mi?

Bu gazete niye operasyona maruz kalıyor? Çünkü 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi millete verilen sözleri hatırlatıyor. Hukuk üstünlüğünün tam olarak tesis edileceği sözünün yerine getirilmesini istiyor. Beytülmalin bir zenginlik aracı yapılamayacağını savunuyor ve ehl-i sünnet üzere olmanın Hz. Ebubekir hassasiyetinden, Hz. Ömer adaletinden geçtiğine inanıyor. “Beytülmali evlatlarınızın ve yandaşlarınızın çiftliği haline nasıl getirirsiniz?” diye soruyor. Bütün bunları sorduğu ve dillendirdiği için de her aykırı söz söyleyen gibi operasyona maruz bırakılıyor.

Ama heyhat! Biliyoruz ki, kim ne yaparsa yapsın Yusuf kuyudan çıkacak. Bu, onun kaderinde var. Biz, gazetenin yazar ve editörleri ile gazetesine sahip çıkan okuyucuları olarak sadece safımızı belli ediyoruz. Bilsinler ki, biz Musa’dan (as) yanayız.

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/mehmet-kamis/bilsinler-ki-biz-musadan-yanayiz_2263913.html

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.