İzmir’in Müslümanlığı

İzmir’i kim ne kadar bilir? Kim ne kadar okumuştur bu kentin ruhunu? Kentin kılcallarında dolaşırken onun kimliğini oluşturan etken maddelerin nelerden yapıldığını anlama gayretine ne kadar girmişizdir? Kim kendisini bu kentle ilgili konuşma yetkinliğinde görür? Ya da herkes İzmir’le ilgili konuşmak zorunda mıdır?

Bu kentin ‘gâvurluğunu’, laikliğini, ehl-i keyfliğini ya da dindarlığını bilmek için onu bilmek, onun hassasiyetlerini bilmek gerekmez mi? İzmir’in ‘gavurluğu’yla ilgili söylenen her söz onu laik bir odak haline getirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramıyor. Bu nedenle bir kısım çevrelerin ısrarla İzmir’i öteleme, ötekileştirme gayretlerini hiçbir zaman anlayamadım. Sağ kesimde bazılarının İzmir’e laikliğin kalesi rolünü biçmeye, onu ısrarla oraya sıkıştırmaya çalışmasının sebebini de bir türlü öğrenemedim. Niye ısrarla İzmir’i ‘gavur’ kelimesiyle birlikte anarlar? Bunu söylerken onu ne kadar bilirler ki? Eğer bilselerdi İzmir’in de Türkiye’nin diğer illeri kadar dindar, diğer illeri kadar laik, diğer illeri kadar ‘gâvur’ ya da Müslüman olduğunu bilirlerdi. İzmir, Anadolu’nun öteki şehirlerinden küçük detaylar hariç hiçbir farkı olmayan Müslüman bir kenttir.

Yıllarca Anadolu’nun dindar bilinen şehirlerinden gelen binlerce öğrenci Müslümanlığı İzmir’de öğrendi. ‘Gâvur’ denen bu kent on binlerce üniversiteli gence hayatın ve mümin olmanın anlamını öğretti. Bugün yeryüzünün her tarafına dağılmış yüz binlerce gencin ilk gidenleri bu şehirden yola çıktı.

Onun liberal ve özgürlükçü geleneğe sahip bir kent olması, yakın zamana kadar bırakınız yapsınlar, bırakınız yaşasınlar düsturuyla hareket etmesi, birilerine ters gelebilir ama bu onun ‘gâvur İzmir’ olarak isimlendirilmesini gerektirmez.

Her şeyden önce İslam’ı asrın idrakine sunan hareket İzmir’de neş’et etmişti. Fethullah Gülen Hocaefendi yıllarca bu şehirde yaşadı, vaazlar verdi ve bugün yeryüzünün her tarafına yayılmış bir hareketin tohumlarını burada attı. İzmir; yaşadığımız dünyanın problemlerine en akılcı çözümler üreten, modern dünya ile yüzleşebilecek, onun getirdiği problemlere cevap verebilecek bir İslami anlayışın gelişmesine zemin hazırladı. Belki de başka bir şehir böylesine ufku geniş bir yoruma müsaade etmez ‘onun kökünü kazımaya’ teşebbüs bile edebilirdi. Öyle ya 35 yıl önce, hangi şehrin dindarları kolej açmak gerektiğini söyleyen, kendisini dinleyen öğrencilere yabancı dil öğrenmesini tavsiye eden bir insana inanır, arkasında dururdu? Yıllarca Anadolu’nun dindar bilinen şehirlerinden gelen binlerce öğrenci Müslümanlığı İzmir’de öğrendi. ‘Gâvur’ denen bu kent on binlerce üniversiteli gence hayatın ve mümin olmanın anlamını öğretti. Bugün yeryüzünün her tarafına dağılmış yüz binlerce gencin ilk gidenleri bu şehirden yola çıktı.

Bugün İzmir kasılmış ve aşırı politize olmuş görünse de özgürlükçü bir gelenekten gelmektedir. Bu özgürlükçülüğü başka yerlerin küçük kent sakinleri ‘gâvurluk’ gibi algılasa da o, bu özelliğiyle birçok siyaset ve düşünce hareketine beşiklik etmiştir. Hizmet hareketi gibi Demokrat Parti ve Milli Nizam Partisi’nin temelleri de bu kentte atılmıştır. Bu nedenle İzmirliler kimse için mesela ‘kökünü kazıyacağım bunların’ diye bir cümle kurmaz. Bilir ki bu cümle cahillerin, kibirlilerin, kendini bilmezlerin sözüdür. İzmirli Allah’ın insana verdiği tercih özgürlüğüne saygılıdır. Neye inanacağı, kimi önemseyeceği insanın kendi bileceği bir iş değil midir?

İzmir ve o kent için geçmişte yapılanlar saygı görmeyi bekliyor.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.