28 Şubat'ta ne olmuştu?

Geçen hafta, 15. yıldönümü dolayısıyla 28 Şubat 1997, post-modern darbe süreci enine boyuna tartışıldı.

Çok da iyi oldu, çünkü bu tartışmalar Türkiye'nin demokrasiyi yaşayarak, yanlışlardan ders çıkararak sindirme, yerleştirme serüveninde bir aşama.

Peki, 28 Şubat'ta ne olmuştu? Şu tesbitte herhalde herkes anlaşıyor: 1996 yazında Necmettin Erbakan'ın başkanlığındaki İslamcı RP ile başında onun en büyük muarızı olduğunu ilan eden Tansu Çiller'in bulunduğu DYP bir koalisyon hükümeti kurdular. TSK, büyük medya ve sivil toplumun güçlü kesiminin desteğiyle yürüttüğü psikolojik savaş sonucunda Refahyol hükümetini 1997 yazında istifaya zorladı. Anayasa Mahkemesi de bir yıl sonra RP'yi kapatıp, Erbakan ve bazı üyelerini siyasetten beş yıl süreyle men etti.

Peki bunlar niye yaşandı? Öncelikle TSK'nın, İslamcı bir partinin iktidara ortak, liderinin Başbakan olmasını kabullenemeyişi nedeniyle. Şurası muhakkak ki, 1950'de çok-partili düzene geçilmesinden bu yana yaşanan çok sayıdaki askeri darbe, darbe tehdidi ve girişiminin hepsinin itici gücü, TSK'nın Kemalizm'in vesayetçilik, otoriter laiklik ve tekkültürcülük anlayışına bağlılığıdır. TSK, Kemalizm'i her zaman "devlet içindeki devlet" konumunu meşrulaştırmak ve korumak amacıyla kullanmıştır. TSK bu felsefesiyle 28 Şubat'ta "irticayla mücadele" temalı ve bol dezinformasyonlu Refahyol hükümetini devirmeye yönelik kampanyayı başlattı.

TSK, hemen bütün askeri darbe ve girişimlerinde olduğu gibi 28 Şubat'ta da sivil teşvikçi ve destekçilerinden yararlandı. Muhakkak ki bu destek olmasa başarıya ulaşamazdı. Rakip (demokrasiye bağlılıkları şüpheli) siyasi partiler kendilerine iktidar yolunun açılması beklentisi içindeydi. Çeşitli alanlarda yatırımları olan büyük medya patronları, RP'nin iktidara gelmesiyle devlet ve hükümetlerle kurdukları çok kazançlı patronaj ilişkilerinin tehlikeye düşmesinden kaygılıydı. Büyük sermaye grupları devletin sağladığı avantaların RP iktidarı altında yükselmekte olan Anadolu sermayesine akması olasılığından çekiniyordu. TSK'yı hararetle teşvik eden sivil Kemalist ve militaristlerin sayısı da az değildi; bugün de değil.

TSK'nın harekete geçmesinde, RP liderinin ve sözcülerinin provokatif, tahrik edici söz ve davranışlarının rolü yok değildi. Erbakan'ın başında olduğu RP, demokrasinin çoğunluk yönetimi ilkesine bağlıydı, otoriter laiklik uygulamalarını da haklı olarak eleştiriyordu. Ama oy almak için çirkin bir din istismarı yapıyor; RP'ye oy vermeyenlerin Müslüman sayılamayacağı temasını işliyordu. Geniş toplum kesimleri temel hak ve özgürlüklere saygı konusunda RP'ye güvenmiyordu.

Bu güvensizlik dindar kitleler arasında da yaygındı. Sanıyorum, dindar kesimin başlıca temsilcilerinden Fethullah Gülen'in dahi Erbakan'ı istifaya çağırmasının esas nedeni budur. Muhtemelen Gülen, Erbakan ve arkadaşlarının Kemalist militaristleri tahrik edici, provokatif söz ve davranışlarının dindar insanlara büyük sıkıntılar yaşatacağını görüyordu. Nitekim, öyle oldu. Gülen'in kendisi de 28 Şubat sürecinde ABD'ye göçmek gereğini duydu; hakkında açılan uydurma davaların hepsinde aklandığı halde hâlâ orada yaşıyor.

RP'nin yanlışlarını ben de görüyordum. Yazılarımda önce RP'nin hazır olmadığı hükümet sorumluluğunu yüklenmesine, sonra da kapatılmasına karşı çıktım. Tutumumu özetleyen "Demokratların sorumluluğu" başlıklı yazıda şöyle demişim: "Refah'ın (en az) iki yüzü var. Olumlu yüzüne destek, olumsuz yüzünün gelişmesine engel olunmalı. Eleştirilerimizi dinlemesi için, ona adil bir şekilde davranmalıyız. Oyunu her zaman kurallarına göre oynamasını güven altına almak, habis çevresinin etkisinden kurtarmak, RP'yi dışlamakla olmaz. Demokratik rejime inanan herkesin burada bir sorumluluğu var." (Milliyet, 1 Mart 1997)

Peki, TSK, başta medya olmak üzere sivil toplum, Milli Görüş Hareketi ve diğerleri 28 Şubat'tan ders çıkarabildi mi? Bu soru, başka bir yazının konusu.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.