Grup konuşmasının açık kodları
Başbakan önceki gün, TBMM AK Parti Grubu'nda 1 saat 6 dakika kürsüde kaldı. Yaklaşık 55 dakika boyunca, son derece sakindi.
Hemen her konuya temas etti, seçimler, Gezi, Taksim, cumhurbaşkanlığı, muhalefet vesaire...
Fakat sesinin tonu çok değişmedi.
Sonlara doğru, son 10 dakikada...
Konu "dinlemelere" gelince...
Kaşlarını çattı, metnin dışına çıktı, rengi değişti, vücut dili ön plana çıktı.
Bu konuda öfkesini saklamıyor, saklayamıyor.
Cümle cümle dinledim, birebir not aldım, grup konuşmasının açık kodlarına baktım. (Koyu satırlar Başbakan'ın sözleri, hemen altında da meali ve yorumu var.)
-Bu ülkenin başbakanını, dışişleri bakanını, bakanların kendi arasında yaptıkları konuşmaları dinleyeceksin. Utanmadan sıkılmadan "belge" diyeceksin. Ne belgesi, işte belge. Ne belgesi?
Buradan şunu anlıyoruz; Başbakan'ın ifadeleri, iddiaları belgedir. Ötesini aramak boştur, abestir.
-Kalkıp da şunu söyleyemiyorlar, "Bu ülkenin başbakanı nasıl dinlenir" diyemiyorlar. Adeta devletin kurumlarını kendilerinin dinleme seanslarının yapıldığı yerler haline getirdiler. Bunları savunacak kadar alçaklar.
Kim dinlemiş, kim savunmuş, hangi seans nerede yapılmış belli değil. Bugüne kadar dinlemeleri herhangi bir çevrenin savunduğunu görmedim, bilakis aksi yönde manşetler atıldı. Varsa siz haber verin.
-İnsanların mahremine girdiniz. Sizin din anlayışınız bu mu, nasıl girersiniz insanların mahremine?..
Hangi mahreme girilmiş, kim girmiş? Bu da belli değil. Delili de yok, ispatı da... Bugüne kadar internete düşen, kamuyu ilgilendiren tapeler dışında mahrem bir kayıt da yok.
-Artık son çırpınışları, bu işin altyapısını, zeminini oluşturuyoruz, gereği neyse yapacağız.
Bu ülke hukuk devleti ise, herhangi bir soruşturmanın veya davanın altyapısı böyle oluşturulmaz. Gereğini yargı yapar. Bugüne kadar böyle biliyorduk.
-Bütün milletvekilleri arkadaşlarıma A'dan Z'ye görev düşüyor. Siz milletin vekilisiniz, bu millet yüzde 45.5'le "Biz bunların yolsuzluk yaftalarına inanmıyoruz. Sizden bir şey bekliyoruz" dedi. Bu iftirayı atanlara, bu müfterilere sizler gereken cezayı vermeniz lazım.
Sözler çok açık. Milletvekillerinden umduğu desteği bulamamış, uyarıyor. O kadar ileri gidiyor ki, vekillerin kendini adalet yerine koyup "ceza kesmesini" talep ediyor.
-Bunların elinde şantaj kasetleri var. Bu devletin en tepesinden en aşağısına kadar... Cumhurbaşkanı'nın da var, benim de var, Genelkurmay Başkanı'nın da...
Belli ki Başbakan, kimsenin bilmediği bu kasetlerden haberdar. Cumhurbaşkanı'na soruldu, "Bilmiyorum" dedi. Aylardır şantaj kasetleri lafı var, kendisi yok. Ve sadece Başbakan ortaya atıyor bunu...
-Benim bakanlarımla yaptığım görüşmeleri ancak verebildiler. Veya eşimle çocuğumla yaptıklarımı verebildiler. Veremeyecekler, bulamayacaklar.
Başbakan, bu defa montaj-dublaj demedi. İnternete düşen kendi ses kayıtlarını kabul etmiş oldu.
-AK Parti olarak elimizden geleni yapacak, bu devleti bu haşhaşilerden temizleyeceğiz.
Herhalde bunu yorumlamaya gerek yok.
Bilgi, Başbakan'ın lafları...
Belge, Başbakan'ın iddiaları...
Soruşturma, Başbakan'ın çizdiği istikamet...
İddianame, Başbakan'ın oluşturduğu altyapı ve zemin...
Yargı, Başbakan'ın koyduğu nokta...
Hüküm, temizlik...
Allah selamet versin.
- tarihinde hazırlandı.