Fotoğrafın hikâyesi

Fotoğrafın hikâyesi

Bilinen bir cümledir ama yine de yazıya bu cümleyle gireyim:

"Gazetecilik, temas ve mesafe mesleğidir…"

Dün Twitter kanalıyla Fethullah Gülen ile birlikte çektirdiğim fotoğrafı paylaştım. Perşembe günü oradaydım. Kısa bir not da yazdım. Şöyleydi: Üzgün ama karamsar değil. ‘Bugünler de geçer’ dedi. Yazılmamak kaydıyla sohbet ettik. Anı da fotoğrafladık… Beklediğim tepkiler geldi.

Sevenleri ve sevmeyenleri binlerce mesaj yazdı. Kimi beni paralel yapının adamı yaptı. Kimi düne kadar saygı duydukları bir kişiye ağza alınmayacak küfürler etti. Kimisi ne demek yazılmamak kaydıyla görüşme, madem yazılmayacaktı neden gittin diye aklı sıra gazetecilik öğretmeye kalktı. Pek çok kişi Fethullah Gülen’in güncel fotoğrafına sevindi, hasret giderdi. Bazıları ‘helal olsun. Herkesin korktuğu bir dönemde dik durdunuz diye beni tebrik etti.

* * *

Hizmet hareketine yakın kişilerce kurulan TUSKON’un daveti nedeniyle Washington’a gitmiştim. ABD’de Türk ve Türki asıllı insanların kurduğu dernek ve iş örgütlerinin üst organı Türk Amerikan Birliği’nin toplantısına katıldım. Buraya gelmişken, Gülen ile görüşme imkanı olabilir mi diye sordum. Seçimden sonra hiçbir resmi değerlendirme yapmamıştı. Sanırım yazılarımın da etkisinden olsa gerek, ‘Hocaefendi resmi bir açıklama yapmıyor. Ama sizinle sohbet etmekten mutluluk duyacağını iletti’ dediler. Kabul ettim.

* * *

İkna edemezsem hiç değilse gözlemlerimi yazarım diye düşündüm ve tanışmaktan mutlu olduğum faydalı bir sohbet yaşadım. Elbette söylediklerinden hiçbir cümleyi kote etmeyeceğim. Bu gazeteciliğin temel kuralı. Ama suçlamaların odağında olmaktan büyük bir üzüntü duyduğunu bunun sağlığına da olumsuz etki yaptığını belirtmeliyim. Odaya girdiğimizde doktoru çıkıyordu. Kalbinin zorlandığını öğrendik. Sorular sordu. Sorular sordum. Anlattı, dinledi. Yorgundu.

Paylaştığım fotoğraf konusunda yaşadığım bir diyaloğu aktarmam gerekir. Üzüldüğüm bir andı. Yazılmak kaydıyla konuşmadığını hatırlatmıştı. Çıkarken, 'hiç değilse bir fotoğraf çekilebilir miyiz' dediğimde gülümseyerek ‘Bu size zarar vermeyecekse, memnuniyetle’ dedi. (O fotoğrafta 3 kişi daha vardı. Onları yayınlamadım. Benimkisi de koruma refleksiydi.)

* * *

Türkiye’nin hangi uçlara gidip geldiğini gösteren bir uyarıydı. Her ne kadar espriyle söylese de bir gerçeğe işaret ediyordu.

17 Aralık öncesinde bakanların kapısında sıraya dizildiği, herkesin oradan görüntü vermeye çalıştığı bir Türkiye’den, Hizmet ile bağlantılı her şeyi, herkesi karalamaya, linç etmeye dönük bir dönem. Karanlık ve bir o kadar da nefret ve düşmanlaştırıcı bir süreç yaşıyoruz. Ve bir gazeteciye, sadece kendisiyle görüştüğü için başına bir şey gelebileceği uyarısını yapmak zorunda kalan bir din adamı… Gelen tepkilere baktığımda ne demek istediğini daha iyi anlıyorum…

Yine de vicdan ile açıklanamayacak bir akıl tutulması yaşıyor bu ülke.

Düşünün geldiğimiz noktayı. Hizmet’e ait okulların açılışlarına gidenler, şimdi bu ülkelerin devlet başkanlarına telefon açıp, mektup yazıp ‘okulları kapatın’ ricasında bulunuyor.

Yerim daraldı. İzlenimlerime yarın devam edeceğim…

NOT: Bir gazetede benim de katıldığım toplantıya Ermeni tasarısını hazırlayan Senatör Robert Mendelez katıldığını ve bu tasarının geçmesi için Hizmet’in lobi yaptığı yazılıydı. Mendelez’in toplantıya katıldığı doğru. Ama tam tersi, TUSKON Başkanı Rıza Nur ve diğer yöneticilerin tasarının yanlışlığını Mendelez’e hatırlatarak, konunun tarihçilere bırakılması gerektiğini söylediklerine şahitlik ederim. Orada ihanet içinde olanları değil, Türkiye lehine Türkiye tezlerini dile getirerek lobi yapanlar vardı.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.