Sıfât-ı Sübhaniye (4)

Fiilî Sıfatlar

Fiilî sıfatlara gelince, bunlar icmalen altı tanedir ve ilk ilmihal bilgilerimize göre de şöyle sıralanırlar: Halk, ibdâ, inşâ, ihyâ, imâte, terzîk.

1. Halk'tır:

Yaratma, yaratılma, var etme, var edilme, bir şeyden daha başka bir şey meydana getirme mânâlarına gelen halk, Allah'ın her şeyi asıl unsurları ve sonraki inşasıyla yoktan var etmesi demektir ki, bu tarif çerçevesinde onun Allah'tan başkasına nisbeti caiz değildir.

Kur'ân-ı Kerim'de değişik kalıplarla ifade edilen halk hâdisesi uydurma, iftira ve çamura şekil verme gibi mânâlara gelen yerlerin dışında hep Cenâb-ı Hakk'a isnad edilmiştir. Aslında "halk" kökünden gelen "Hâlık" ve "Hallâk" sıfatları da Allah'tan başkası için hiçbir zaman kullanılmamıştır.

Halk sıfat-ı kudsiyesini, ibdâ, inşâ ve bu sıfatların mercii kabul edilen tekvîn sıfat-ı celilesinden ayıran şöyle bir husus söz konusudur: Halk, herhangi bir şeyi temel unsurları ve yapı taşlarıyla var edip ortaya koyma; ibdâ, daha önce örneği sebkat etmemiş ve eşi, menendi, benzeri bulunmayacak bir tarzda yaratma; inşâ, parçaları daha evvel var edilmiş şeyleri düzüp koşma; tekvîn de, genel bir münasebet çerçevesinde, bütün fiilî sıfatlara kendi boyasını çalma şeklinde bir var etmedir.

İslâm akaidine göre cüz-küll, büyük-küçük, arz-sema, canlı-cansız, ruhanî-cismanî her şey ve bunların değişik ahvâl ve ef'âlini yaratan sadece Allah'tır. Kur'ân-ı Kerim, "O'dur ki, yeryüzünde her şeyi sizin için yarattı."[1], "Hamdolsun gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a."[2], "Rabbiniz O Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı zamanda yarattı."[3], "Onlar görüp düşünmüyorlar mı ki, gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini de yaratmaya muktedirdir."[4], "İnsanı bir parça sudan yaratıp soy ve evlilik irtibatından oluşan bir sülâle hâline getiren de odur."[5], "Münezzeh ve mukaddestir O Allah ki yerin bitirdiği her şeyi, insanların kendilerini ve bilmedikleri daha nice şeyleri O çift çift yaratmıştır."[6], "Şu gerçeği o kâfirler görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratan, yaratırken de yorulmayan Allah, yeniden ölüleri diriltmeye de muktedirdir."[7], "Allah öyle yüce bir Rabb'dir ki, sizi yarattı, rızıklandırdı; sonra O sizi öldürecek ve bir süre sonra da yeniden diriltecektir."[8], "Sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan Allah'tır.!"[9]... gibi pek çok beyanat-ı neyyiresiyle halkın da, inşâın da, ibdâın da O'na ait olduğunu ihtar eder ve bizi hakikî tevhide çağırır.

2. İbdâ'dır:

Eşi, benzeri olmayacak şekilde yaratma demek olan ibdâ, Cenâb-ı Hâlık'ın yaratıklarını zaman ve mekân üstü fevkalâde bir mükemmeliyet içinde ve benzeri gösterilemeyecek şekilde yaratması demektir. Bu kelimenin yerinde bazen -aralarındaki nüans mahfuz- ihdâs, ihtira, îcad ve sun' kelimeleri de kullanılagelmiştir ki, hepsi de tekvîn yörüngesinde icraat-ı ilâhiyenin farklı unvanları kabul edilmektedir. Kitab-ı Mübin, "O, gökleri ve yeri yoktan ve benzersiz şekilde yaratandır. O bir şeyi yaratmak isteyince ona sadece "Ol" deyiverir ve o şey de hemen oluverir."[10], "Gökleri ve arzı emsali sebkat etmemiş şekilde yaratan O'dur."[11]... bu tür âyetleriyle O'nun yaratmadaki ibdâını anlatır ve bizi sanatının güzelliklerini temâşâya davet eder.

3. İnşâ'dır:

Cüz'iyat ve temel unsurları bir araya getirerek ondan yeni şeyler icat etme mânâsındaki inşâ, madde-i asliyesi daha önce var edilmiş bulunan nesneleri bir araya getirerek farklı farklı şeyler ortaya koyma mânâsında bir fiilî sıfattır. Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyan, "Asmalı-asmasız bağ ve bahçeleri, onlardaki çeşit çeşit hurma ve ekinleri, renk ve şekil bakımından birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytin ve narı icat edip size sunan O'dur."[12], "O Allah'tır ki, sizde işitme ve görme sistemini, düşünüp hissedesiniz diye de kalblerinizi var etti."[13], "Sizi bir tek nefisten yaratıp sonra da hem daim kalacağınız bir "müstakarr", hem de emaneten duracağınız bir "müstevda'" lütfeden O'dur."[14], "De ki: Onları ilk defa yaratan da işte yeniden ihyâ edecek de O'dur."[15]... gibi onlarca âyât-ı beyyinatıyla hep bu hakikat-i uzmâyı hatırlatmaktadır.

4-5. İhyâ ve İmâte'dir:

Hayat bahşetme, hayata mazhar kılma ve diriltme de diyeceğimiz ihyâ; canlının canını alma, hayatını söndürme, öldürme ve yok etme diyebileceğimiz imâte de Cenâb-ı Muhyî ve Mümît'in fiilî sıfatlarındandır. Bu iki sıfat, Kur'ân-ı Kerim'de değişik fiil kipleriyle hem ayrı ayrı hem de beraber zikredilirler. Kur'ân-ı Mübîn, "Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün değişiminde, insanlar hesabına denizlerde gemilerin sağa sola seyahatlerinde ve Allah'ın gökten indirip onunla ölü zemini ihyâ ettiği yağmurda akledenler için O'nun varlığına ve birliğine nice deliller vardır!"[16], "Allah'tır ki, gökten yağmuru indirip onunla ölmüş zemine hayat verir, işte bunda da hakikate kulak verenler için bir delil vardır."[17], "Onlara bir âyet de işte bu ölmüş arz, ona hayatı Biz verip diriltiyoruz."[18]... türünden âyetlerle ihyâ fiilini ifadenin yanında, "O'dur öldüren ve O'dur dirilten."[19], "Ey münkirler! Ne cüretle Allah'ı inkâr ediyorsunuz ki, sizler ölü iken size hayatı veren O olmuştur. (Miâdınız dolunca) sizi öldürecek ve vakt-i merhûnu gelince de yeniden sizi ihyâ edecektir."[20], "O gün onlar: Rabbimiz derler, Sen bizi iki defa öldürdün ve iki defa da hayat verip dirilttin; biz günahlarımızı itiraf ediyoruz."[21], "İbrahim (ona) dedi ki: Benim Rabbim hayatı verip ihyâ eden, sonra da öldürendir."[22], "Şüphesiz hayatı veren de Biziz, onu geri alıp öldüren de."[23], "Hayatı verip ihyâ eden de, alıp öldüren de Allah'tır. O bütün yaptıklarınızı görüp bilmektedir."[24]... gibi onlarca ilâhî beyanla da ihyâ ve imâte hakikatini aynı âyet içinde nazara vermektedir.

6. Terzîk'tir:

Rızık vermek, beslemek, yedirip içirmek anlamındaki terzîk de fiilî sıfatlardandır. Yiyip içecek nesnelerden, bütün maddî-mânevî muhtaç olduğumuz şeylere kadar hemen hepsi rızık kategorisine dahil, Rezzâk ism-i şerifine bakmakta ve terzîk sıfat-ı mübeccelesine râci'dir. Kur'ân-ı Mu'ciz, "Ey iman edenler! Size ihsan ettiğimiz rızkın temiz ve helal olanından yiyiniz."[25], "Müttakiler gaybî âlemlere inanır, namazlarını tam tekmil eda eder ve kendilerine ihsan ettiğimiz rızıktan da infakta bulunurlar."[26], "Biz senden rızık istemiyoruz; aksine sana rızık veren Biziz Biz."[27], "De ki: Kimdir o gökten ve yerden size rızık lütfeden?"[28], "Rızkınızı Allah nezdinde arayınız; yalnız O'na ibadet ediniz ve O'na şükürde bulununuz."[29], "Allah kullarından dilediğine bol bol rızık verir ve istediğinin de nasibini keser."[30]... gibi onlarca âyetiyle O'nun Rezzâk-ı âlem olduğunu hatırlatır ve terzîk sıfat-ı celilesine vurguda bulunur.

Bu tür fiilî sıfât-ı sübhâniyenin yanında, tanzim etmek, güzelleştirmek, sevindirmek, nimetlendirmek, muzaffer kılmak, mağlup etmek... gibi pek çok tekvîn yörüngeli fiilî sıfattan bahsetmek de mümkündür. Ne var ki, konumuz sıfât-ı sübhâniye hakkında icmalî bir bilgi verme esasına göre ele alındığı için "Niyetin serhaddini aşmayalım." diyor ve bu bahsi de noktalıyoruz. Her şeyin doğrusunu Allah bilir...

اَللّٰهُمَّ إِنَّا نَسْأَلُكَ عَفْوَكَ وَعَافِيَتَكَ وَرِضَاكَ وَتَوَجُّهَكَ وَنَفَحَاتِكَ وَأُنْسَكَ وَقُرْبَكَ وَمَحَبَّتَكَ
وَصَلِّ وَسَلِّمْ عَلَى أَشْرَفِ مَخْلُوقَاتِكَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَاٰلِهِ وَصَحْبِهِ أَجْمَعِينَ الطَّيِّبِينَ الطَّاهِرِينَ


[1] Bakara sûresi, 2/29
[2] En'âm sûresi, 6/1
[3] A'râf sûresi, 7/54
[4] İsrâ sûresi, 17/99
[5] Furkan sûresi, 25/54
[6] Yâsîn sûresi, 36/36
[7] Ahkaf sûresi, 46/33
[8] Rum sûresi, 30/40
[9] Sâffât sûresi, 37/96
[10] Bakara sûresi, 2/117
[11] En'âm sûresi, 6/101
[12] En'âm sûresi, 6/141
[13] Mü'minûn sûresi, 23/78
[14] En'âm sûresi, 6/98
[15] Yâsîn sûresi, 36/79
[16] Bakara sûresi, 2/164
[17] Nahl sûresi, 16/65
[18] Yâsîn sûresi, 36/33
[19] Necm sûresi, 53/44
[20] Bakara sûresi, 2/28
[21] Mü'min sûresi, 40/11
[22] Bakara sûresi, 2/258
[23] Hicr sûresi, 15/23
[24] Âl-i İmran sûresi, 3/156
[25] Bakara sûresi, 2/172
[26] Bakara sûresi, 2/3
[27] Tâhâ sûresi, 20/132
[28] Yunus sûresi, 10/31
[29] Ankebût sûresi, 29/17
[30] Ankebût sûresi, 29/62

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.