Şeyh Şamil’e niçin yardım edilemedi?
Batı’nın üzerimizdeki tahakkümü, Cumhuriyet tarihiyle kayıtlı değildir. Sultan Abdülaziz döneminde de Abdülhamid döneminde de bugünkü tahakküm aynen vardı. Onun içindir ki Abdülaziz, donanmasının Haliç’te çürümesini engelleyemiyor, hem de Ruslarla amansız bir kavgaya tutuşan ve kırk yıl bu kavgasını, azminden hiçbir şey kaybetmeksizin sürdüren Şeyh Şamil’e yardım gönderememe pahasına. Şeyh Şamil, tam kırk sene ve hep ümit dolu gözlerle Osmanlı’ya baktı durdu; ama beklediği yardım ona hiçbir zaman ulaşmadı ve ulaşamayacaktı da; zira, zâhiren güçlü bir donanmamız var sayılsa da, bu donanma hiçbir zaman “Düvel i Muazzama”nın baskılarıyla Karadeniz’e açılamayacaktı. Onun içindir ki, hâlâ o yörenin insanında Osmanlı’ya karşı bir kırgınlık vardır. Osmanlı’dan gördükleri cebrî vefasızlık, onların kalbinde onulmaz bir yara açmıştır ve o yara zaman zaman kanamaktadır.
Merhum Şeyh Şamil’in torunu Said Şamil’le Medine’de görüştüğümde, Devlet i Âliye’ye karşı, kapalı da olsa, aynı burukluğu hissetmiştim...
Elbette ki mesele, hiç de onların zannettiği gibi değildi. Bir kere, Osmanlı donanmasının bulunduğu yerden kalkıp hareket etmesine imkân yoktu. Eğer o gün donanma oradan hareket etmiş olsaydı; zaten üzerimize çullanmak için aç kurtlar gibi bekleyenler, saldırılarını ta o gün başlatacak ve Cihan Harbi’yle başımıza açtıkları gaileleri o gün başımıza açacaklardı. Yani, o gün için Şeyh Şamil’in sadece Ruslarla çarpışmasına mukabil, Osmanlı’nın, hem de en zayıf ânında, bütün dünya ile çarpışması gerekecekti... Nitekim, Abdülaziz ve Abdülhamid’in güttükleri dâhiyâne siyasetle bu musibetin önü bir müddet daha alınmıştı. Şayet, daha sonraki mirasyedi çapulcuların kimisinin hıyanet, kimisinin de gafletleri olmasaydı, belki de onların güttüğü politika sonuna kadar devam edecek ve Cihan Harbi’nin galibi olmasak da mağlubu da olmayacaktık.
Ne var ki, her devirde olduğu gibi, o devirde de bir kısım ne dediğini ve ne istediğini bilmeyen insanların hırsları, o büyük Cihan Devleti’nin yıkılmasına sebep oldu. O devrede Şeyh Şamil’e yardım gönderilemeyişini, bir vefasızlıktan çok, İslâm âlemine gelmesi muhtemel çok daha korkunç “Batı saldırısını önleme çaresi” olarak değerlendirmek, herhâlde daha doğru olacaktır.
- tarihinde hazırlandı.