Her Günahta Küfre Giden Bir Yol Vardır
Günahlar, küfrün meşcereliğidir. Bu sebeple günaha girmiş birinin, belli ölçüde küfürden nasibini alması da söz konusudur.
İnsan her işlediği günah karşısında pişmanlık duymalı ve bir daha o günaha dönmemek üzere Rabbisine tevbe etmeli, evbe ve inabede bulunmalıdır. Hz. Âdem (a.s)'i yükseltip safiyyullah yapan da işte bu mülâhazadır. Bir rivayete göre o, bir hayat boyu, işlediği günahın ızdırabını hep kalbinde hissedip, hacaletinden bir türlü başını semaya kaldıramamıştır. Ama bu hâl ona, saf, duru, berrak mânâsına safiyy sıfatını kazandırmıştır.
'Hayır! Gerçek öyle değil! Asıl onlardır ki yapmaya alıştıkları kötü işler, gitgide kalblerini paslandırdı.' (Mutaffifîn, 83/14) âyetinin tefsirinde Efendimiz (s.a.s), 'İnsan bir günah işler ve onu tevbe ile silmezse, kalbinde bir leke olarak kalır. Eğer tevbe ederse kalbi yine parlar. İkinci bir günah işlediğinde ise o leke büyür. Ve kalb günah işleye işleye öyle bir kararır ki, bütün kalbi ele geçirir. İşte Kur'ân'da Yüce Allah'ın, 'Yapmaya alıştıkları kötü işler, gitgide kalblerini paslandırdı.' âyetinde bildirdiği pas da budur buyurmaktadır. Evet kalb, insandaki bütün azaların kilidi, anahtarı durumundadır. Onda hâsıl olan bir arıza, mânevî olarak diğerlerine de sirayet eder ve böyle bir durumda kulun Allah'a teveccühüne mani olur.
Hâsılı insan, sürçüp düştüğü an, hemen tevbeye yönelmeli, günaha attığı ilk adımını geri çekip, açılan menfezi hemen anında kapatmalıdır ve Allah'ın rahmetiyle tekrar münasebete geçme yollarını aramalıdır. Günahlar, mü'minin cennete doğru uzanan hayat yolu üzerine kurulmuş birer tuzaktır. Rabbimiz, hepimizi o tuzaklardan muhafaza buyursun!
- tarihinde hazırlandı.