İman-Küfür Arası
İman-küfür arasında dağlar, tepeler vardır ama, farkına varılmadan atılan her adım insanı küfrün gayyâsına yuvarlayabilir. Düşüncede başlayan inhiraflar, zamanla davranışlara akseder ve tıpkı kimyevî maddelerin istihalesinde olduğu gibi, insanın duygu ve düşünce dünyasına akan şeyler hiç farkına varılmadan o duygu ve düşünceleri değiştirebilir.
Evet bakarsınız, dün çok muttaki, çok musalli bir adam bugün uyuşturucuya, alkole mübtelâ olmuş ve artık düşe kalka yürüyor.. sorarsınız, o da size, Dün böyleydim ama Allah düşürdü.' der. Ne var ki o, düştüğü bu çukura düşünceye kadar değişik merhalelerden geçmiş ve nasıl düştüğünün farkına asla varamamıştır. Üstad, sünnet kaynaklı bu espriyi çok güzel ifadelendirir: 'Her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır.'
İnsanın günahtan rahatsızlık duymaması, günah işlemekten daha büyük bir günahtır. Evet, işlediğiniz bir kebîre (büyük günah), sizi arkadan istiğfara sevk ediyorsa o büyük de olsa küçük bir günahtır. Yani sizin duygularınızda, düşüncelerinizde istiğfara yönelme hissi varsa, işlediğiniz büyük günah, büyük değildir. Çünkü nedâmetinizle, ızdırabınızla onun başını her zaman ezebilirsiniz. Aksine, önemsemediğiniz ve hiç farkına varmadan devamlı işlediğiniz küçük günahlar ise artık küçüklükten çıkmış, büyük bir günah olmuş ve 'Her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır.' medlulünce sizin için kalbinizi ısıran bir yılan hâline gelmiştir.
- tarihinde hazırlandı.