Beşinci Kat’ın İç Dizaynı
Hiç şüphesiz Beşinci Kat'ın en önemli mekânı, onun o geniş salonu ve değişik istihalelerle salon haline getirilmiş bulunan teras katıydı. Çepeçevre hemen her tarafın ve denize kadar bütün ufukların temâşâ edilebildiği bu yer, her yanı camekanlarla kapalı, hem açık hem de kapalı diyebileceğimiz bir gariplik içinde ve umum binanın ruhunun özü gibiydi. Motorla işleyen mini bir şadırvanla küçük bir şelâle de, bütün tabiat unsurlarını bağrında toplama gibi bir tabiîlik duygusunun eseri olarak, onun bir yanına yerleştirilmişti ki, orayı görünce insan tam bir "tabiat meşheri" demese de tabiatın önemli bir kesitiyle karşı karşıya bulunduğunda şüphe etmezdi... Zaman zaman bu mini şadırvandan sular akar ve şelâle de böyle bir kata göre biraz da tiz perdeden diyebileceğimiz o gürül gürül sesiyle bu umumî senfoniye ses katınca camekanların önünde o âna kadar uyuyor zannettiğimiz ağaçlar, çiçekler bu mûsıkîyle uyanırmışçasına raksa geçer veya bu umumî manzaranın çağrıştırmasıyla biz öyle hayâl ederdik ve hepimizin yüreklerinin ritminin de, ona göre atmaya başladığını duyar gibi olurduk.. kim bilir hislerimizi hangi takdir ifadeleriyle dile getirir ve kendi kendimize tabiatın bu küçük kesitinde, umum varlığı bütün güzellikleriyle mülâhazaya alır ve "kâinatta halihazırdaki mevcuttan daha baş döndürücüsü olamaz" diye mırıldanırdık.
Beşinci Kat'ın misafirlere mahsus ve her zaman uğranılmayan diğer odalarında olduğu gibi bu büyük mekânlarda da düzgün çerçeveli, içinde önemli yazılar, manzaralar, hattâ ışıkla derinleştirilmiş Kâbe ve Ravzâ resimleri önemli birer yer işgal ederdi. Bu arada "Devlet kalem ve kılıçla vardır" esprisini aksettiren özel bir harita da bütün bir duvara tek başına sahip gibi görünürdü. Bütün bunlar seri imalat veren bir tezgahtan çıkmış gibi basit şeyler değildir; bu kattaki hemen her şey, suyu, havası, yeşili, dekoru ve daha değişik aksesuarıyla Beşinci Kat'ın ruh, mânâ ve edasına çok yakışan farklı renkte çiçekler gibiydi. Tedâî ettirdikleri şeyler itibarıyla, orada cereyan etmiş dünya kadar hâdiseyi ve oradan gelip-geçmiş pek çok insanı hatırlatırlardı. Mini müze yüzlerce hatıranın bir diskete sıkıştırılmış resmi veya kodlanmış bir hatıralar albümü gibiydi.. bundan dolayıdır ki, buradaki eşya, zatî değerleri itibarıyla değil, şifresi oldukları hatıralar açısından ele alınmalıdır. Ben bir gün, bunların mutlaka böyle değerlendirileceğine inanıyorum. Zira bu mekân biraz da, her biri bir hülyanın resmi bu hatıralarla genişlemekte ve bütün mekânlara, zamanlara açılan bir hayâl ülkesi haline gelmektedir.
- tarihinde hazırlandı.