Faziletli İnsanın Özellikleri
Fazîletli bir insanın bütün varlık ve eşyâ ile bir çeşit münâsebeti vardır. Böyle birinin nazarında hâdiselerin akışı, bir bahar havası içinde ruha inşirah verici meltemler gibi eser geçer ve onun gönlünü sevinçlerle doldurarak şâd kılar. O, her zaman akıp giden eşyâ ve zaman selinde, yeni yeni levhalar müşâhede ederek dâima hayran ve dâima mutludur. Ne güneşlerin doğup batması, ne de gece ve gündüzün birbirini takip edip durması, onun zevklerini acılaştıramaz ve gönlüne hüzün veremez. Hüzün vermek şöyle dursun, o her an tazelenen ve birbirinden farklı bulunan manzaraların müşâhedesiyle, hep huzur ve mutluluk dolu dakikalar yaşar.
Fazîletli insan, sâlim düşünen insandır. O, "çaresi bulunan şeylerde acze, çaresi olmayan şeylerde de âh u vâha düşmez..." Aksine o, kaçınılması imkân dahilinde olan şeyler için, elinden gelen her şeyi yapar ve kaçınma yollarını araştırır. İrâde ve imkânlarını aşan hâdiseler karşısında da teslim olma yolunu seçer. Ve insanların pek çoğunun dûçâr oldukları, bencillik, pest düşünceler, servet-sâmân kaygısı, çeşitli mansıp ve pâyelere gönül koymak gibi şeylerle mutluluğunu ihlâl etmez...
Sâlim düşünen insan, üstesinden gelinemeyen belâlara, kaçınılması imkânsız musibetlere, baştan hazırlıklı ve râzı bulunduğundan, hiçbir zaman saadet ve lezzetleri acılaşmaz. O, şuur ve duyguları itibariyle, dâima pâk ve nezih sevinçlerden; sevginin, aşkın, aileye şefkatin, kardeşlik ve dostluğun lezzet ve hazlarından her zaman hissedâr olabilir.
Evet, o, haksızlık yapmayacağı; hâin olmayacağı; intikam, kin, nefret, kıskançlık gibi düşüncelerden hep uzak kalacağı içindir ki; ekseriya, çevresinde hürmet ve sevgi karışımı bir meltemin estiğini hissedecek ve dâima mutlu olacaktır. O, ailesine, vatanına, milletine, hatta bütün varlığa karşı duyduğu sevgi ve alâka ile kenarı olmayan bir muhabbet deryasında, sonsuz hazlar duyacak ve daha cennete girmeden cennet zevklerini yaşayacaktır. Bu hazlar: Başkalarının sevinçlerini paylaşma hazzı.. onların lezzetlerini ruhunda yaşama hazzı.. onların acı ve ızdıraplarını göğüsleyip onlara, mutluluğa giden yollara açma hazzı.. gibi şeylerdir.
Fazîletli olmak, hazır zaman gibi, geçmiş ve gelecekle de münasebete geçerek, mâzinin ve istikbâlin en mümtaz insanlarıyla rûhen beraber bulunup, onların tasvip ve takdirlerini gönlünde duymak ve onlarla aynı hayatı paylaşarak, atalarımız ve gelecek nesillerle kaynaşmak ve bütünleşmek demektir.
İşte, böyle bütün insanlık ve kâinatla alâkadar ve iç içe yaşamak sûretiyle kalb, daha bu dünyada iken ebedî mutluluğa erer ve haricî hâdiselerin onun saadetini ihlâl edemeyeceği buutlara ulaşır.
- tarihinde hazırlandı.