Riyazetin Değişik Yorumları
Bazılarına göre riyâzet, nefsin horlanıp hakir görülmesi şeklinde de yorumlanmıştır ki, bunu fenalıktan başka bir şey düşünmeyen "nefs-i emmâre"ye veya hodgamlık cihetiyle insanın kendi kendini sıfırlayıp enâniyetten tecerrüdüne ya da şahsî arzuları itibarıyla "Ölmeden evvel ölünüz!" teklifine bir cevap sayılabilecek mâhiyetteki bedenî istekleriyle ölme mânâsına hamletmek mümkündür. Bu itibarla da buna, "terbiye-i nefs" değil de "riyâzet-i nefs" demek daha uygun olur ki; tıpkı toprak gibi nefsin de didik didik sürülmesi, bağrına iyi ve güzel şeylerin nüvelerinin saçılması, üzerine, varlığın esas unsurları sayılan su, hava ve ateşin salınması sûretiyle yoğrulması, yumuşatılması ve güllere, çiçeklere kâselik yapabilecek kıvama getirilmesi demektir ki:
- Toprak ol toprak ki, gül bitsin; zira topraktan başkası gülün mazharı değildir.." sözleri de zannediyorum bu terbiye ve tekâmülü, bu mahviyet ve tevâzuu anlatmaktadır.
Ayrıca, tasavvuf düşüncesinde, nefsi, kendi boşluklarından, kendi zaaflarından uzaklaştırarak ona ikinci bir tabiat kazandırma mânâsına "riyâzâtü’l-edeb"; sülûkte, murâdın çok iyi belirlenip tek hedef haline getirilmesi mânâsına "riyâzâtü’t-taleb" şeklinde ikili bir yaklaşım da söz konusu olmuştur ama, bunları da yine, nefsin terbiyesi ve ahlâkın tehzîbi mânâlarına ircâ ederek yorumlayabiliriz. Lücce sahibinin:
- Teni incitmedeki hikmet akl ü cânın tehzîbidir" şeklindeki sözleri de bu mülâhazayı teyîd eder mâhiyettedir.
- tarihinde hazırlandı.