Telvin’in Bölümleri
Tasavvuf erbabı, telvini iki bölümde mütâlaa edegelmişlerdir:
1- Seyr-i sülûkun başlangıcında, az-çok nefis ve hevâ insibağıyla alâkası olan telvindir ki; sâlik için tehlikelere, aldanmalara; mehdiyet ve mesihiyet türünden bâlâpervâzâne iddialara açık ve her zaman istikbal vaad etmeyen telvin..
2- Na't-ı ilâhî olan telvindir ki, Hak ve Hüda dalga boylu, acz, fakr, şükür ve tefekkür derinlikli, hüsn-ü âkıbete namzet, her zaman itmi'nan edâlı ve geleceğin temkin basamakları sayılan televvünleri şimdiden duyma, yaşama ve aksettirebilme hâlidir. Böyle bir telvinde aldanma oldukça nadir.. tehlikeler az.. şatahat ve iddialar ise hemen hemen yok gibidir.. dolayısıyla da birinci telvin gibi zahiri görkemli ve gürültülü fakat saçılıp savrulmaya namzet, renkli ve cazibedâr ama hevâ ve hevese açık değildir.. değildir; zira, "Rüzgâr, saman çöpünü (sürükler) çöle götürür; ama dağı nasıl (sürükleyip) götürebilir ki?"
Mizanü'l-İrfan Sahibi de bu hususu dildâde bir üslûbla şöyle ifade eder:
"Hem telaş eyler mezâlikte bütün,
Eyler o tayy-ı menzil gece-gün..
Bir sıfattan diğere seyreyler o,
Bir makamdan âhere devreyler o.
Eyler ahvâli tebeddül dembedem,
Başka bir âlemdedir her gün kadem.
Eyler hem kat-i merâhil daimâ,
Her an ayrı bir televvün rû-nümâ..
Böyle eyler terakkî-i kemâl,
İşte telvin hâletidir bu hâl!"
- tarihinde hazırlandı.