Reca’nın Mahiyeti
Hata, günah ve seyyiatın şahsa yüklenmesi, hasenâtın ise, Allah’ın rahmetine atfedilmesi esasına dayanan recâ, sâlikin bir kısım yanlışlıkların, kötülüklerin ve yakışıksız şeylerin ağına düşmemesi, iyilikler ve güzelliklerle de şımarıp küstahlaşmaması için, istiğfar ve dua kanatlarıyla sürekli "seyr ilallah" ufkunda seyahatla şerlerden kaçınıp hayırlara sığınması; inâbe ve tazarru lisanıyla da devamlı "seyr maallah" ikliminde Hakk kapısının tokmağına dokunmasından ibaret sayılmıştır. Böyle bir denge kurulabildiği takdirde, ne havfta inkıta ve ye’s, ne de recâda gevşeklik ve şatahat olur.
Evet, günahlardan kaçınıp Allah’tan inâyet beklemek, yarışırcasına hayrât ve hasenât yolunda koşup sonra da Allah rahmetinin enginliği mülâhazasıyla o kapıya yönelmek sadık bir recâ ve sadıkların recâsıdır. Aksine, amelsiz hasenât beklemek veya ömrünü günah vadilerinde geçirdiği halde, Allah’ı kendi hesaplarıyla bir şeylere estağfirullah icbar ediyor gibi "buhbuha-i cennet" den dem vurmak yalancı bir recâ ve Hazret-i Rahmanü’r-Rahim’e karşı da bir saygısızlıktır.
- tarihinde hazırlandı.