İkindi Vakti
İşte böyle bir teselli ile mü'min ufkunda zamanı hecelemeye devam ediyorum: Derken zaman akar, saatler saatleri takip eder; biz yorgun, gündüz yorgun, güneş solgun; bir sürü tebeddül, tegayyür, ümit ve inkisar çağrışımlarıyla birdenbire ufukta ikindi beliriverir. "Salat-ı Vüstâ" farklılığıyla bize gürül gürül bir "hazır ol" çeker.. cismânî bitkinliğimizi atabilmemiz için ruhlarımıza "revh u reyhan" ufkunu gösterir; bizleri yorgun olmayan dakikaların ferahfezâ iklimine çağırır ve gönüllerimize, gurupta renk atmış güneşe bedel, bir ezelî ışık kaynağından kâse kâse ziyâ içirerek ebediyet iştiyakıyla yanıp tutuşan ruhlarımızı ufuk ötesi alemlerin sihriyle baş başa bırakır. Böylece, günün son çeyreğinde seccadelerimizle bir kere daha selamlaşır; selamlaşmak da ne demek, koklaşır; onlara yüz sürer; ses, soluk ve sızlanışlarımızı emanet eder.. ve ayların, güneşlerin, yıldızların emrine "amâde bulundukları Zat'ı, bütün varlık adına ve insanî ufka yaraşır şekilde el pençe divan durarak ta'zimde bulunur.. bu ta'zim ve tebcîli rüku' ile derinleştirir.. secde ile kendi uzaklığımızı aşarak O'nun yakınlığına yürür.. ve böylece ufkumuza damlamaya başlamış akşamın alaca tehassürlerini O'nun huzuruyla ve huzurunda bulunuyor olma ümidiyle yumuşatır; vedâ rengine bürünen hicranlı gün bitimini yeni bir vuslat faslına çevirerek O Ulu Dergâh'ın kapısını tıklatıp "Biz geldik" şeklinde mırıldanır ve herkesin iç içe hazırlıklar yaşadığı saniyelerde inşirahlarla, sevinçlerle soluklanır ve ciddi bir iç temâşâ ile ufkumuzun enginliğine dalar gideriz.
- tarihinde hazırlandı.