Bakara, 2/31
وَعَلَّمَ اٰدَمَ اْلأَسْمَاءَ كُلَّهَا
"Âdem'e bütün isimleri öğretti." (Bakara sûresi, 2/31)
Talim-i esmâda muhatap sadece Hz. Âdem değil, belki evveliyle, âhiriyle bütün insanoğludur. Hz. Âdem'e öğretilen şeylere gelince onların hepsi bir nüve, birer çekirdek mahiyetindedir. Yani nasıl ki onun sulbünde bütün kan grupları, bütün ırklar mündemiç idi; ona bildirilen ve öğretilen şeylerde de bütün ilimlerin nüvesi, çekirdeği vardı. Onları geliştirme, onlarla yeni terkipler meydana getirme ise daha sonra gelecek olan nesillerin vazifesiydi.
Hz. Âdem'e bu talim, vahiyle pek çok bilinmezin enbiyâ ve mürselîne bildirilmesi gibi, Cenâb-ı Hakk'ın Hz. Âdem'in ruhuna işlemesi ve yüklemesi şeklinde olabileceği gibi, onun özüne yerleştirdiği ihtiyaç ve zaruret hisleriyle, yine onun benliğine dercettiği öğrenme arzusu ve istidadı sayesinde peygamberane bir hızla, hem isimleri, hem de o isimlerin müsemmalarını belleme şeklinde de olabilir.
Bunun ötesinde, Hz. Âdem'e belletilen şeyler, bugün de herhangi bir dille hedeflenen şeyler mi..? İsimden müsemmaya, ondan da her şeyin sahibine uzanan bir düşünce yolundaki yol mülâhazaları mı?.. Varlığın perde önü ve perde arkası münasebetleri mi?.. Melekûtun bilgi örgüsü mü?.. Meleklerin esâmisi mi veya insanoğlunun isim, müsemma ve serencamesi mi?.. Bütün bunları teferruat sayıp üzerinde durmayacağım.
- tarihinde hazırlandı.