Hicr, 15/26
وَلَقَدْ خَلَقْنَا اْلإِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَإٍ مَسْنُونٍ
"Andolsun Biz insanı (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık." (Hicr sûresi, 15/26)
İnsanın ilk yaratılışta üzerine bina edildiği çamurun kokuşması, ihtimal onun içinde bulunan bakterilerdendir. Mebdei uzun süre sıvı kalmış, kokuşmuş, değişerek başka hâl almış, üzerinden zamanın geçmesiyle hâlden hâle, şekilden şekile girerek devam eden bir حَمَإٍ مَسْنُونٍ'den, müntehâsı da pişmiş, kurumuş, kiremit ve tuğla hâline gelmiş ve vurulduğunda tıngırdayan bir صَلْصَال'dendir. Bunun tersi de söz konusu olabilir ki, neticesi çok fazla değişmez. Bir yönü itibarıyla, tebeddül ve tegayyüre maruz ve içinde sadece mikroorganizmaların bulunabileceği bir çamur, yaklaşık olarak bir protein çorbası; diğer yönü itibarıyla da mikroorganizmalara bile kapalı, tamtakır ve mutasallıp kuru bir çamur.. üzerinde ilim şualarının plânlayıp şekillendirici, kudret ve iradenin bir kalıba ifrağ edip insanî suret vereceği, hayatın bir ilâhî nefha hâlinde onun içine üflenip bir hilkat mucizesi olarak, ilâhî isim ve sıfatların nokta-i mihrakiyesi hâline geleceği ana kadar o, su-toprak arası bir berzahta bütün bütün hayata kapalı bulunuyordu.
Sonra insan oldu ve o kökten gelen bazı fertleri itibarıyla melekleri de aştı ama bir yanında o tamtakır olmayı ve potansiyel kokuşmuşluğu da bugünlere kadar taşıyıp durdu. Yer yer ilâhî isim ve sıfatlarla münasebeti ölçüsünde şekillenip bir kalıba girse de, böyle bir münasebetin söz konusu olmadığı dönemlerde, menşeinin bütün hususiyetleri nüksedip ortaya çıktı.
Evet o, insanoğlunun yaratılışıyla hedeflenen gaye istikametindeki cehdi ve gayretiyle a'lâ-yı illiyyîn-i kemalâta yükselmesinin yanında, beklenen performansı gösteremediğinden ötürü hiçbir zaman kokuşmaktan da kurtulamadı.
- tarihinde hazırlandı.