Mabedlere Tavır

'Allah'ın mescitlerinde O'nun adının anılmasına engel olandan daha zalim kim vardır.' (Bakara, 2/114)

Ayet-i kerimenin manasını sebeb-i nüzuldeki meseleye hamlederek anlamak; yani bunlar insanların Beyt-i Makdise ulaşmasına mani olan Hıristiyanlardır deyip bundan hususi bir hüküm çıkarmak meseleyi daraltmak sayılır. Zira, çok yerde olduğu gibi, burada da, sebeb-i nüzul hususi, hüküm umumidir. Öyleyse, gerek o devirde, gerekse sonraki devirlerde; Hz. İsa'yı çarmıha gerenler, insanların en zalimidir.

Hz. Muhammed'in (sav) Kabe'ye girmesine engel olmak için Hudeybiye'de karşısına çıkanlar ve onların bu düşüncelerini takip edenler, yine insanların en zalimidir. Mescitleri, camileri muattal bırakanlar insanların en zalimidir. Milletin dinî hayatına, mescitlere kadar uzanan müdahaleleriyle hacr koyanlar, insanların en zalimidir... vs. Mademki Kur'an evrensel bir kitap; öyleyse bu ayeti, böyle değişik tevcihler içerisinde ele almak ve yorumlamak Kur'an'ın ruhuna daha uygun olsa gerek...

Her şeyi yerli yerine koyup kıymet-i zatiyesiyle değerlendirmek bir hak ve hakkaniyet, bu espriye aykırı davranarak değişik şeyleri kıymeti harbiyelerinin altında veya üstünde değerlendirmek de bir zulümdür. Öyle ise, bir şey layık olduğu yerin ne kadar daha altına çekilir ve ne kadar daha üste çıkarılırsa, o ölçüde büyük bir zulüm irtikap edilmiş olur. Bu itibarladır ki, Allah'a şirk gibi en büyük çarpıklık en büyük zulüm sayılmış; tevhidi ilan ve şirk ü ilhadın sesini bastırma mahalli sayılan veya şirkten uzaklaşıp tevhide ulaşma rampaları kabul edilen Mescitleri, bina edilme gayelerine muhalif olarak, içlerinde Allah'ın anılmasına mani olmak veya oralarda kulluk sınırlarını daraltmak, dahası oraları kapamak veya yıkmak ya da yıkılmasına göz yummak, şirk zulmünün arkasında yer alabilecek katmerli bir haksızlık ve tecavüzdür.

Elbette ki, Mescid-ı Aksa'ya bu ölçüde bir taarruz diğer mescitlere nispeten katmerli bir zulüm; Mescid-ı Nebevi'nin aynı şeylere maruz kalması, muzaaf bir haksızlık; Mescid-ı Haram'ın böyle ürperten bir muameleye tabi tutulması ise tasavvurları aşan bir ilhad ve küfür olur. Meseleye böyle yaklaşınca, Mescid-ı Aksa'nın nüzule sebeb teşkil etmesine binaen seçilen kelimelerdeki espri daha rahat kavranmış olacaktır. Zaten mescid değil de, çoğul siğasıyla mesacid denmesi de konunun umumi olduğunu hatırlatır mahiyettedir.

Bu öyle bir yaklaşımdır ki, Mescid-i Aksa'ya tecavüz açısından Şabur ve Buhtunnasr bu zulümden nasiplerini aldıkları gibi, Ospasyonus ve Titos da nasiplerini almışlardır. Dünyanın şarkında garbında mabedlere tavır alan bütün mütecavizler bu haksızlıktan hissemend oldukları ve olacakları gibi, âhir zamanda, Kabe'yi ve Ravza'yı tahrip edecek kaba kuvvet de bu katmerli zulmün zalimleri olarak silinmez bir yazıyla kayd edilecektir.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.