Sünnet Namazlar
Farz namazlara konsantre olma adına önemli olan bir diğer şey de onlardan önce eda edilecek olan nafile (sünnet) namazlarıdır. Nafile namazlar, insanın yüreğinin, namazda daha bir dolup ayrı bir dolgunluğa ulaşması adına atılan adımların bir diğerini teşkil eder. Başka bir ifadeyle henüz farzla gerçek kurbet enginliklerine açılmadan evvel, nafileler sayesinde ılgıt ılgıt ilâhî rahmet esintileriyle ruhlar bir kere daha kuşatılmış ve o âna kadar abdest ve namazla adım adım derinleştirilen konsantrasyon bir kere daha kontrol edilmiş olur. Böylece insan, nafilelerle biraz daha mesafe almış ve Allah’a biraz daha yaklaşmış olacaktır.
Bilindiği gibi farz ve vacip ibadetlerin dışındaki ibadetlere nafile denir. Nafile namazların bir kısmı günlük beş vakit namaza bağlı olarak kılınır ki bunlar sabah namazının sünneti, öğle namazının ilk ve son sünnetleri, ikindi, akşam ve yatsı namazlarının sünnetleridir. Cuma namazının sünnetlerini de katmak suretiyle bunlara “revâtib sünnetler” denir. Revâtib sünnetler, farz namazlara bağlı olarak kılınan nafile namazlara verilen isimdir. Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), çeşitli hadislerinde, bu nafileler üzerinde durarak önemini uzun uzadıya anlatır. Revâtib sünnetlerle ilgili bir hadis-i şeriflerinde, مَنْ ثَابَرَ عَلَى ثِنْتَيْ عَشْرَةَ رَكْعَةً مِنَ السُّنَّةِ بَنَى اللهُ لَهُ بَيْتًا فِي الجَنَّةِ “Sünnette gelen on iki rekât namaza kim devam ederse Allah ona Cennet’te bir ev bina eder.” buyurduktan sonra bu on iki rekâtı şöyle sayar: “Dördü öğleden önce, ikisi öğleden sonra, ikisi akşamdan sonra, ikisi yatsıdan sonra, ikisi de sabahtan önce.”[1]
Diğer bir hadislerinde ise bu nafilelerin faziletlerini ayrı ayrı anlatır. Mesela sabah namazının iki rekât sünnetiyle alâkalı, رَكْعَتَا الفَجْرِ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا “Sabah namazından önce kılınacak iki rekât nafile namaz dünyanın tamamından daha hayırlıdır.” buyurur.[2]
Böyle bir şeyi kazanmak herkes için mümkündür fakat her kılan kazanır mı, kazanmaz mı ancak Allah bilir. Kazanmak için kılmak gerekir. Kurb-u huzura ermek için, o ânın avlanması şarttır. Bizler, Cenâb-ı Hakk’ın ihsanlarından, yine ancak O’nun gösterdiği yolla istifade eder, kurb-u huzura O’nun gösterdiği yolla müşerref olabiliriz. Bizi bütün bu nimetlere ulaştıracak, kurtuluşumuzu gerçekleştirecek, kalb ve ruhumuzu inkişaf ettirip ebedî âlemlere layık hâle getirecek olan bu caddenin adı “sırat-ı müstakim”dir. Bu yolun erkânı karşısında ümitsizliğe düşmeden yol alan insan, maksatlarına er-geç nail olacaktır. Haddizatında bu yolu bütün erkânıyla yaşamak çok kolay değil, aksine çok ağırdır. Zaten Allah (celle celâluhu), وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلَّا عَلَى الْخَاشِعِينَ “Şüphesiz o, Allah’a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelir.” buyurur.[3]
Yine Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), öğle namazı nafileleri için, مَنْ صَلَّى قَبْلَ الظُّهْرِ أَرْبَعًا وَبَعْدَهَا أَرْبَعًا حَرَّمَهُ اللهُ عَلَى النَّارِ “Kim öğleden önce dört, öğleden sonra da dört (rekât nafile) kılarsa Allah onu Cehennem ateşine haram eder.” buyurur.[4] Hakeza ikindi namazı sünneti için, رَحِمَ اللُه امْرَأً صَلَّى قَبْلَ الْعَصْرِ أَرْبَعًا “İkindiden önce dört rekât nafile kılan kimseye Allah rahmetini bol kılsın.”[5]; akşam namazı sünnetini anlatırken de, مَنْ صَلَّى بَعْدَ الْمَغْرِبِ رَكْعَتَيْنِ قَبْلَ أَنْ يَتَكَلَّمَ كُتِبَتَا فِي عِلِّيِّين “Kim, akşam namazından sonra hiç konuşmadan iki rekât namaz kılarsa bu namazı, (yüce bir divan olan) ‘illiyyûn’a yükseltilir.”[6] buyurur.
Bunlar dışında kalan nafileler ise teheccüd, kuşluk, evvâbîn, teravih, hüsûf, küsûf, istiskâ, tahiyyetü’l-mescid, istihare, hâcet ve tesbih namazı gibi namazlardır.
[1] Tirmizî, salât 306; İbn Mâce, ikâme 100.
[2] Müslim, salâtü’l-müsâfirîn 96; Tirmizi, salât 307; Nesâî, kıyâm 56.
[3] Bakara sûresi, 2/45.
[4] Tirmizî, salât 317; İbn Mâce, ikâme 108.
[5] Tirmizî, salât 318; Ebû Dâvûd, salât 296.
[6] Abdurrezzak, el-Musannef 3/70; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef 2/16.
- tarihinde hazırlandı.