Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nda Yaptığı Konuşmayla İlgili Basın Açıklaması

Muhterem müvekkilimiz Fethullah Gülen Hocaefendi'nin son günlerde medyada çıkan beyanatlarından ısrarla yanlış manalar çıkarılmak istendiği dikkati çekmektedir. Bu sebeple çeşitli konular hakkında müvekkilimizin basına yapmış olduğu yazılı açıklaması aşağıdadır.

Bilgilerinize.

Fethullah Gülen Vekilleri

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın İstanbul'daki iftar yemeğini ben tertip etmedim. Oradaki durumum, herhangi bir üyeninkinden farklı değildi. Üç-beş cümlelik konuşmayı da bir emr-i vakiye binaen yaptım. Orada konuştuğum şeyler. Otuz-otuzbeş seneden beri her vesileyle sürekli ifade etmeye çalıştığım düşüncelerden farklı değildir.

Görünme, ortaya çıkma gibi mülahazalar, su-i niyetli kimselerin yakıştırmaları olsa gerektir. Çok şükür, şöhreti 'ayn-ı riya' ve 'kalbi öldüren zehirli bir balı' bilenlerdeniz.

Hayatım boyu, herhangi bir siyasi şahsa veya partiye yaranmak ve yamanmak istemediğim gibi, yine herhangi bir siyasi şahıs veya partiyi kösteklemek gibi, bir düşüncem de hiçbir zaman olmadı. Hele, şunun bunun siyasi arzu ve menfaatlerine hiç mi hiç alet olmadım.

Şimdiye kadar insanları söz ve davranışlarından dolayı çok eleştirenler gördüm. Ama 'sen şöyle düşünebilirsin, böyle yapabilirsin' şeklinde muhtemel mülahazalara göre hüküm verildiğini ne gördüm ne de duydum.

Toplumu bir arada barış ve ahenk içinde tutmak, milli ve dini bir vazifedir. Din ve milliyet hissi taşıyanlar, bundan rahatsız olmamalıdırlar.

Başörtüsüyle alakalı mülahazalara gelince

Söz konusu mülakat, yayınlanmadan önce redakte edilmiş midir, yoksa edilmemiş midir, bu ayrı bir mesele, önce konuyla alakalı olarak sorulan soruya verdiğim cevabın gazetede çıkan kısmını aynen aşağıya alıyor ve insafla bir kere daha tetkik buyurulmasını rica ediyorum.

'Örtü mevzuunda bir şey demeye hakkımız yok. Konuyla alakalı Kur'an-ı Kerim'de açık sarih nasslar var. Bu itibarla mevzu, yorumların dışında kalır. Çünkü bu bir Allah emridir.'

Hem altındaki paragrafta şöyle denmektedir: 'Kadının başını örtmesi meselesi, elbette ki, bir iman meselesi ölçüsünde önemli değildir. Yani, Allah'a karşı kulluk ve umumi manada kulluk ölçüsünde önem arz etmez.'

Takip eden paragraf ise, aynen şöyledir: 'Temel meseleler varken teferruatın -doğrusu furuatın demek olacaktı- kavgasını vermek, üslup bakımından yanlış... Onları (yani furuatı) öne çıkarmak, bir yönüyle diğer meselelerin önemsizliğini ifade etmek gibi, bir şey olur.'

'Burada söylenenler, insanlar yeniden başa dönsün, başlarını açsın ve belli bir dönemden sonra kapasınlar demek de değildir.' Vurgulanmak istenen, imani esaslar kendi değerleri ölçüsünde, İslam'ın şartlarına kendi değerleri ölçüsünde diğer farz, sünnet ve müstehaplara ise, yine kendi değerleri ölçüsünde yer ve öncelik-sonralık verilmesi gerektiğidir. Ayrıca, tedriciliğin de İslamı tebliğde ve anlatmada bir esas olduğu izahtan varestedir.

Bir tek sütun içinde söylenen bunca söz ve yayını günlerce sürmüş bir mülakat içinde tek bir kelimeyi seçip, öteden beri usulcülerce kabul edile gelen bir taksime uyarak başörtüsü için, 'ana meseleler' karşılığı 'füruattır' manasına söylenmiş bir kelimeyi, 'kaldır bir kenara at manasında 'teferruat' şeklinde anlamayı doğrusu insafla te'lif edemedim.

Fethullah Gülen

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.