Hoşgörü ve Diyalog

Fethullah Gülen'den Reçete

'Bütün bir millet olarak istikbale yürürken, her köşe başında önümüzü kesmesi muhtemel ayrılık, farklılık ve mutabakat zorluklarından kaynaklanan handikaplara karşı en tesirli silahımız, en sağlam sığınak ve tabyamız da hoşgörü olsa gerek'

Yaralarımızı Sevgi ve Hoşgörü İle Sarmalıyız

1980 yılındaki bir yazısında 'hoşgörünün yaralarımızın büyük kısmını saracağına inanıyoruz.' [1] diyen Gülen, 'Farklı düşünceye sahip olmanın olgun insanın işi olduğunu ve kişinin kendisine ters gelen farklı görüşlerden istifade etmesi yollarını araştırarak mutlaka diyaloga gidilmesini' [2] önermektedir.

Sevginin önemini 'Ne mutlu sevgiyi kendine rehber yapıp yürüyenlere' [3] biçiminde vurgulayan Gülen, Yine hoşgörü konusunda 'Bütün bir millet olarak istikbale yürürken, her köşe başında önümüzü kesmesi muhtemel ayrılık, farklılık ve mutabakat zorluklarından kaynaklanan handikaplara karşı en tesirli silahımız, en sağlam sığınak ve tabyamız da hoşgörü olsa gerek' diyerek ulusal uzlaşmanın önündeki engellerin hoşgörü yoluyla aşılacağına işaret etmektedir.

Farklı Düşüncelere Saygı

Herkesin birbiriyle diyalog kurmasını öneren Fethullah Gülen bunun için karşıt düşüncelere saygılı olunması gerektiğini şöyle ifade etmektedir: 'Kusurlara göz yummak, farklı düşüncelere saygı göstermek, affedebileceğimiz her şeyi affetmek; hatta kendi söz götürmez haklarımızın ihlali karşısında bile, üstün insani değerlere saygılı kalarak 'ihkak-ı hak' etmeye çalışmamak; iştirak edilmesi mümkün olmayan en kaba fikirler, en hoyrat düşünceler karşısında dahi, peygamberane bir temkinle feverana kapılmadan yumuşaklıkla mukabelede bulunmak; hatta bir kısım muhalif düşünceler ki, -bize doğrudan doğruya veya tedaileriyle bir şeyler anlatmasa bile-, sırf kalbi, ruhi ve vicdani hayatımızı sık sık tamir ve restorasyona zorlaması itibariyle yararlı bulmak düşünce enginliğinde bir hoşgörü..' [4]

Hoşgörü, Düşünce Hürriyetinin Güvencesidir

Bilimsel düşüncenin ve kültürel faaliyetlerin hoşgörü ortamında daha iyi gelişeceğini söyleyen Gülen konunun düşünce özgürlüğü ve hukuk devletiyle olan ilgisini şu şekilde izah etmektedir:

'Zaman zaman saygı, merhamet, alicenaplık ve bazen de müsamaha yerinde kullandığımız hoşgörü, ahlaki sistemlerin en ehemmiyetli esası, semavi buudlu insan-ı kamil ahlakı ve diğer bütün prensiplere de kaynaklık edebilecek önemli bir ruh disiplinidir.

Fertleri birbirine hoşgörüyle bakmayan milletlerde ve müsamaha ruhunun tam yerleşmediği ülkelerde müşterek düşünceden ve kollektif şuurdan bahsetmek mümkün değildir.

Böyle bir ülkede, büyük küçük her düşünce, tearuzların, tesakutların ağında birbirini yer bitirir. Düşünürler de hep havanda su döverler ve yine böyle bir ülkede kat'iyen sağlam bir düşünce ve inanç hürriyeti' teessüs ettirilemez, ettirilse de yaşatılamaz.

Hatta böyle bir ülkede hukuk devletinden de söz edilemez; sureta var görülse de bir aldatmacadan başka bir şey değildir'.[5]

 

[1] Sızıntı Sy.: 14 Yıl 2 Sf.: 4
[2] Ölçü ve Yoldaki Işıklar -3- Sf.: 39-40
[3] Çağ ve Nesil - 1- Sf.: 30-31
[4] Yeşeren Düşünceler, sf 19.
[5] Yeşeren Düşünceler Sf.22.

 

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.