Fatih Sultan Mehmet’in ihlâsını sorgulayabilir miyiz?
Fethullah Gülen Hocaefendi, 15 Aralık 2013 tarihli "Doğruluk, sadâkat ve iş hayatının sâdıkları" başlıklı Bamteli sohbetinde; dünya çapında işler de yapılsa Allah için değil de farklı niyet ve beklentilerle yapılmışsa bunun hiçbir kıymeti olmayacağını; nefis muhasebesi sonucu böyle bir niyet bozukluğu fark edildiği anda hemen terk etmesini bilmek gerektiğini anlatıyor. Bu bağlamda Fatih'in İstanbul'u fethetmesinde ihlasını sorgulayamayacağımızı; ama kendimiz İstanbul'u fethetme gibi büyük bir iş de yapsak her an ihlasımızı sorgulamamız gerektiğini belirtiyor.
Doğru olmayan bir mesele, İstanbul'un fethi bile olsa kazandıktan sonra ayağının ucuyla itmeli; tekrar Bizans'a gitsin, lazım değil. Allah için olmamışsa, nam-ı celil-i ilahi orada şehbal açmayacaksa, ruh-u revani Muhammedî orada nümayan olmayacaksa ve yaptığımız işin içine azıcık kendimizi karıştırıyorsak...
Fatih öyle değildir. Çünkü Allah Resulü, ona (Hâkim'in Müstedrek'indedir o hadis-i şerif) "Konstantiniyye dediğimiz İstanbul fethedilecektir bir gün, onu fetheden emir, başındaki serkâr, sernüma, serdar ne güzel insan! Ve onun arkasında peyrevleri, onu takip eden insanlar ne güzel asker!" diyor. Bu açıdan da sorgulayamayız. İnsanlığın İftihar Tablosu, onun hakkında böyle pozitif bir resim çiziyor. Biz onu başka türlü göremeyiz. İnsanlığın İftihar Tablosu'na karşı saygısızlık yapmış oluruz.
Ama umumi manada diyorum ki ben; İstanbul'u fethettik, Belgrat'ı fethettik, Viyana'yı kuşattık, Avrupa'yı, Kıta Avrupası'nı, Avrupalıları sıkıştırdık. Bir yönüyle onlara da insanlık dersi verdik, bağrımızı açtık, Müslümanlığın insanlığa nasıl baktığını gösterdik. O yüksek insanî değerlerle bütün gönüllere esrarengiz şekilde aktık, sevdirdik. İnanan inandı, inanmayan da güvendi, dost oldu, taraftar oldu, muhip oldu, sempatizan oldu. İyi dönemde vesayet altında bulunan Hıristiyan ve Yahudi gayrimüslimler, "Kendi kendimize müstakil olacağımıza, kendi dünyamızda falanın filanın zulmünü yaşamaktansa Osmanlı adaleti altında, bayrağının dalgalandığı yerde vesayette yaşamayı tercih ederiz" dediler. Öyleydi yani senin ataların öyleydi.
Evet, Viyana da fethedilse -edilmedi-, Roma'ya da gidilse, bütün bunlar hep o ilahi mülahazaya bağlı değilse, o yüce mefkûreyi ikame etmeye, yıkılmaz şekilde bir kere daha inşa etmeye matuf değilse bence kendi kendimizle yüzleştikten sonra işin içinde bir bit yeniği varsa, kendimi düşünmüşsem yani...
Ben kendini mefkûresine adamış insanlara diyorum bunu, başkaları beni alakadar etmez. Ben kabul ederlerse kardeşlerime diyorum, dostlarıma diyorum, günde beş vakit namazda yemin ederim, "kardeş, dost, taraftar, muhip, sempatizan... Allahım ihya eyle onları" diye duam içinde o çerçeve içinde andığım insanlara diyorum. Başkası beni alakadar etmez.
Gaye-i hayallerini ikame etmeye kendisini adamış insanlar, kendileriyle yüzleştiklerinde, İstanbul'un fethi, Belgrat'ın fethi, yeraltından yolların yapılması, denizler aşırı yerlere ulaşılması, olmaz şeylerin olması, göklere helezonların kurulması, Merihlerde, Utaritlerde, Zühallerde, orada sarayların yapılması, bütün bunlara muvaffak olsalar, bir de dönüp sonra nöronlarını adeta böyle bir teşrih masası üzerine yatırarak teker teker onları cımbızla yoklasalar, mikroskopla baksalar, onlardan birisine bulaşmış böyle bir benlik varsa, bir takdir edilme hissi varsa, yaptıkları bütün bu güzel şeyleri ayaklarının tersiyle itecek kadar o mevzuda sadakat içinde olmalı, Allah'a bağlılıklarını ortaya koymalıdırlar. Başkalarının başka şekilde o mevzuda bir kısım ruhsatları değerlendirmeleri, kendilerine göre bir kısım fetvalar icat etmeleri, ika etmeleri, kendini hak ve hakikati ikame etmeye adamış insanları aldatmamalı. Onlar şeytanın tesvilleri, şeytanî ins ve cin tesvilleridir. Ona karşı hep sur içinde sur oluşturmalı, sur içinde sur oluşturmalı, sur içinde sur oluşturmalı. Hazreti Gazali ifadesiyle hısn ü hasîn. O hısn ü hasîne girmeli, Allah'ın izni ve inayetiyle Allah'a sığınmalı, her türlü idlaller, iğvalar, tesviller, tezyinler, hemz, lemz, bütün şeytan dürtülerinden sıyanet içinde, korunma içinde bulunmalıdırlar.
Bu klip; Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, 15 Aralık 2013 tarihinde yapmış olduğu "Doğruluk, sadâkat ve iş hayatının sâdıkları" başlıklı Bamteli sohbetinden istifade edilerek hazırlanmıştır. Sohbetin tamamına http://fgulen.com/tr/abd-sohbetleri/bamteli/37655-fethullah-gulen-dogruluk-sadakat-ve-is-hayatinin-sadiklari adresinden ulaşabilirsiniz.
- tarihinde hazırlandı.