Çocuk Terbiyesi
Zaman okuyucuları gerçekten çok şanslı. Fethullah Gülen'in 1980 öncesi konuşmalarından derlenen "Çocuk Terbiyesi" isimli kitabı ilk kez "Zamancılar" okuyacak.
Prof. Dr. İbrahim Canan takdim yazısında, kitabın adının "Büyük Türkiye'nin Geleceğine Bir Katkı veya Çocuk Terbiyesi" olmasının daha uygun olacağını söyledikten sonra "Hocaefendi"den "muhaliflerini hep reaksiyon planında tutma başarısını gösteren bir kişi" olarak bahsediyor.
Kitap eleştirisi yaparken eleştirmenin kendinden de birkaç cümle katması adettendir. Fakat, bazen özenden süzülen sözün üzerine söylenen söz sönük kalıyor.
Gören gözlerin görmezlikten gelemeyeceği kadar açık ki, Fethullah Gülen sadece söylemekle kalmamış söylemini icraatlarında da göstermiştir. Rakiplerini hep "reaksiyon planında" tutmamış aynı zamanda onları güzelliğe sürüklemiştir.
Evet bugün devlet dahil hemen her kurum ve hayırsever ya beğenerek veya kızarak Gülen'i takip etmektedir.
İçeride herkes, "diyalog ve hoşgörüden" bahsetmekte kavgacılığın ve hırçınlığın kimseye faydası olmadığını ikrar etmektedir.
Dışarıda okul ve kültür merkezi açma yarışı sürmektedir. Türkiye'yi tanıtmanın en güzel yolunun eğitim ve kültürel işbirliğiyle olacağı bunun ticaretle geliştirilebileceği düşüncesi çoğunlukla benimsenmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı devlet okullarının eksikliklerini anlamış ve özellikle Fen ve Anadolu liselerinin kalitesini yükseltme gayretine girmiştir. Yurt-Kur, yurtsuz öğrenci bırakmama kampanyası başlatmıştır. TÜBİTAK bilim olimpiyatları organizasyonunda dünya çapında başarılı hale yükselmiştir.
Atıl duran devlet imkanları harekete geçirilmekle kalmamış, sivil sektör de eğitim üzerine onlarca yeni vakıf kurmuş, çalışkan ve zeki öğrencilere burs fırsatı sağlamıştır.
Sanıyorum sadece sağlık ve felaketzedelere yardım alanında, kendisinin teşvikiyle yurt dışına taşınan hizmet Nobel ödüllü Rahibe Teresa'nınkileri aşmakla kalmamış aynı zamanda birçok devletin yaptıklarının toplamını katlamıştır.
Bu bağlamda, sözde kalmamış bir davanın sözcüsünün sözleri olması "Çocuk Terbiyesi" kitabına ayrı bir anlam vermektedir.
Kitap, klasik birçok kalıbı kırıyor. Prof. Canan'ın üslubuyla ifade edersek; "Mühim olan derinliktir, ağırlıklı, çaplı olmaktır." Denilerek, kaliteli nesil, iyi terbiye verilebilen nesildir:
"Müslümanlar adet çokluğundan ziyade her şeyi Allah'la münasebete, keyfiyete, iç derinliğine bağlamalıdır."
Yani asrın her şeyi rakamlara dökme çıkmazına düşmeden, herkese ideal seviyede terbiye verilebileceği miktarda çocuk yapması tavsiye edilmektedir.
Kur'an öğretilirken, "Sadece ibare ve lafızlarıyla oyalanma değil.. aksiyon öncelikli, pratik eksenli Kur'an talebeliği" önerilmektedir. Aynı zamanda, "yirmi beş yaşındaki bir gence on beş yaş çocuğuna verilmesi gereken dini bilginin mahzurları" hatırlatılırken, "her camide çocuklara zebani gibi görünen bazı haşin yaşlılar"a dikkat çekilmektedir.
Belki de kitabın ismi, "Anne babaların terbiyesi" olmalıydı. Çünkü, çocuğuna ne öğreteceğini, neyi tavsiye edeceğini bilmeyen ebeveyn nasıl örnek olabilir.?
Eğer, çocuklarınıza ne zaman müdahalede bulunacağınızı, çevresindeki hangi arkadaşlarıyla oynamasına müsaade edeceğinizi, hangi televizyon programlarını izlemesine izin vereceğinizi öğrenmek istiyorsanız bu kitabı öncelikle siz büyükler okumalısınız.
Aynı şekilde beklenen "Altın Nesil", "Kainat Kitabı"nı okumak, gerçek dünyayı tanımak arzusunu içlerinde hissediyor ve anne babalarını eğitmek ihtiyacını duyuyorsa "Çocuk Terbiyesi"ni siz her yaştan gençler de öğrenmelisiniz.
- tarihinde hazırlandı.