Aydın Doğan'ın Açıklaması

İçinden geçtiğimiz günler, hemen hepimizin insanî ilişkilerde kendimiz olmakta zorlandığımız günler. Hesap sorma, intikam alma, karşı tarafa gününü gösterme, burnunu sürtme duyguları az ya da çok bizleri esir alıyor.

Böyle dönemler, empati kelimesine hayatî önem kazandırıyor. Tek bir şart var; samimi olma, başkalarının da en az bizim kadar onurlarının olduğunu unutmama ve kendi doğrularımızdan başka doğruların da olabileceğini kabul etme... Hissiyatımızı yatıştırarak, kendimizi başkalarının yerine koyabilme erdemini gösterebilmeliyiz. Ben Sayın Fethullah Gülen'den bir hayat dersi olarak şunu öğrendim: "Başkalarını rencide etmeme hassasiyetiniz, sizin de rencide olmanızı önler." Dışımızdakileri anlamaya çalışma, onların acılarından zevk almama, onların sevinçlerini zehirlememe karakterini hepimiz sergileyebilmeliyiz. Şu anda çarpışan bütün tarafların içerisinde; sağduyuyu, makul düşünmeyi, hisleri bastıran muhakeme ve mantık gücünü öne çıkartabilecek insanlara ihtiyaç var. Bakınız, yarın Ergenekon iddianamesi açıklanacak. Bu söylediklerim daha bir geçerli olacak. Hâlbuki bugünleri değil, yarınlarımızı düşünecek olsak, kavganın ve çatışmanın kimseye bir şey kazandırmayacağını, tam aksine yeni nesillere, ülkemize çok şey kaybettireceğini görebileceğiz. Neden bu ülkede gül gibi geçinip gitmek varken, hayatı birbirimize zehir ediyoruz? Sıkılı yumruklarla bir yere varamayacağımızı neden kabullenemiyoruz? Bunun için neden affedebileceğimiz herkesi affedemiyoruz?

Sayın Aydın Doğan, avukatı aracılığı ile perşembe günkü yazıma bir açıklama göndermiş. Köşeme aynen alıyorum:

Sayın Hüseyin Gülerce,

10 Temmuz 2008 tarihli "Ergenekon'un medya ayağında ne var?" başlıklı yazınızda Ergenekon soruşturması kapsamında ifadelerinin delil olarak değerlendirildiği anlaşılan bir şahsın konuşmasından yola çıkarak, müvekkilim Sayın Aydın Doğan'ın İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek ile bir görüşme yaptığını ileri sürmüşsünüz.

Yaptığınız alıntıda, Susurluk skandalı sonrasında gerçekleşen bu görüşmede Sayın Doğan'ın Sayın Perinçek'e "Veli Küçük hakkında Milliyet gazetesinde haber yapmamaya gayret edeceğini, Radikal'e karışamayacağını" söylediği ve ayrıca "Hürriyet gazetesi her ne kadar benim gözükse de aslında Rahmi Koç'un dediği" iddia edilmektedir.

Yazının sonunda yaptığınız değerlendirmede de bu ifadeleri doğru kabul ettiğiniz anlamına gelen ifadeler de yer almaktadır. Gazetenizin web sitesinde bu yazının hemen altında yer verilen okur yorumlarında, makalenizde aktardığınız bu iddiaların okurlarınız tarafından da maalesef doğru kabul edilerek, bazı eleştirilere yer verildiğini de okumuş bulunuyoruz.

Müvekkilim Sayın Aydın Doğan, Susurluk skandalının basında konu edildiği zaman kesiti içinde Sayın Perinçek'le bir görüşme yapmamıştır, böyle bir görüşme yapılmadığı için de sözü edilen konuşmaların gerçekleşebilmesi zaten söz konusu olamaz. Ayrıca Sayın Doğan'a atfedilen sözlerin içeriğinin gayri ciddiliği üzerinde durmaya gerek duymuyoruz.

Ancak zırva olarak nitelendirilebilecek olan bu ifadelere itibar edip, köşenizde yer vermiş olmanız müvekkilim tarafından büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla karşılanmıştır.

Bu cevap ve düzeltme metnini, Basın Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca köşenizde yayınlamanızı vekil olarak talep ediyorum.

Aydın Doğan Vekili
Av. Şehnaz Yüzer

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.