Böyle Küreselleşmeye Can Kurban...
3 Ekim'de Brüksel'de alınan tarihi karar ile AB üyelik sürecinde önemli bir geçit daha geçilmişti. Ama Türkiye'nin Müslümanlığı, her iki tarafta da hâlâ geniş kesimlerde "acaba" sorusunu devam ettiriyor. Benim burada gördüğüm; Zaman Gazetesi, Samanyolu Televizyonu, Cihan Haber Ajansı, eğitim kurumları, spor kulüpleri ve pek çok dernek vasıtasıyla tam bir kültürlerarası diyalog çalışması yapılıyor. Türkiye'de olduğu gibi pek çok Avrupa ülkesinde iftar çadırları kurulmuş, farklı dinlerden insanlarla buralarda buluşuluyor. Çok değişik mekânlarda diyalog iftarları veriliyor. Bu konuya yarın değinmek istiyorum.
Zaman Gazetesi, 1991 Nisan'ından beri Almanya'da, dolayısıyla da Avrupa'da. 1998'de Frankfurt'taki merkezde kendi baskı merkezleriyle ciddi bir hamle yapan Zaman, iki yıldır göz kamaştırıcı yeni binasıyla Frankfurt'un yanı başındaki Offenbach'ta adeta bir gurur tablosu gibi. Daha önceleri Polaroid firmasının Avrupa merkezi olan, 18 dönüm arazi üzerinde kurulu bulunan binanın kapalı alanı 9 bin metrekare. Zaman yönetiminin, yayın ekibinin, haber merkezinin, diğer birimlerin ve Samanyolu stüdyoları ile matbaa tesislerinin bulunduğu bina mimarisi ile de dikkat çekiyor. Geniş bir park alanı, voleybol sahası, mini bir futbol sahası ve yanı başındaki gezinti yeri korusu ile tam gazetecilik yapılacak yer. Zaten Avrupa Parlamentosu seçimleri için Avrupa'dan Siyaset Meydanı canlı yayınını Samanyolu stüdyolarından yapan Ali Kırca da; "bundan iyisi Şam'da kayısı" demiş...
Ben gittiğimde duygulandıran bir nezaketle karşılandım. Zaman Avrupa'nın üst yöneticileri, eski mesai arkadaşlarım Vedat Oğuz, Fatih Gök ve Mahmut Çebi beni daha bahçede çiçeklerle karşıladılar. Bahçeyi, binayı, birimleri gezdirirken onların ve çalışanların gözlerindeki parıltı görülmeye değerdi. Daha sonra herkesin sevip saydığı ve Zaman'ın Avrupa genel müdürü olan Abdullah Aymaz ile bir araya geldik.
Zaman, Avrupa'da gerçekten büyük bir hamle yapmış. Şu anda 40 bin civarındaki tirajımızla Avrupa'daki ikinci büyük Türk gazetesi olmuşuz. Bu tirajın 30 bini Almanya'da. Almanya'yı Hollanda ve Belçika takip ediyor. Zaman Avrupa'da günlük olarak; Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre, Danimarka, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İngiltere ve İtalya'da, gün aşırı olarak da İsveç, Norveç, Estonya, Letonya, Litvanya, Macaristan ve İspanya'da dağıtılıyor.
Habercilik alanında da müthiş bir ilerleme var. Avrupa çapında muhabir eğitim seminerleri yapılıyor. Berlin'den sonra Paris, Londra ve Milano büroları da faaliyete geçmiş. Zaman'ın entegrasyona katkısı ve Irak Savaşı'ndaki tavrı, üniversitelerde tez konusu olmuş.
Selçuk Gültaşlı üç yıldır Brüksel'in nabzını tutuyor. Flamanca da bilen Vedat Denizli ve Metin Keskin, Belçika'yı harmanlıyorlar. Berlin bürosunda Süleyman Bağ yönetiminde Oktay Yaman, Mustafa Kasap, Yusuf Bal ve Azamet Demir başkente damgalarını vuruyorlar. Hepsini saymaya yerim yetmiyor. Ama birinin ismini söylemeden geçemeyeceğim. 16 Ekim Pazar günü İstanbul'da Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın iftarında Türk kolejlerinden yetişen gençlerden biri olarak sahneye gelen ve Sen Petersburg'daki okulda Prof. İskender Pala'nın sözünü hatırlatıp "Gül bahçesinde gül olur, gül olmayanın da üstüne gül kokusu siner…" diyen Rus genci Timofey Neşitov var ya, Zaman'ın Avrupa haber merkezinde çalışıyor.
- tarihinde hazırlandı.