Rhode İsland-Abant Çizgisi...

Abant Platformu'nda varılan uzlaşma metinleri ilginç bir şekilde ABD'nin kuruluş yıllarında her eyalette kabul edilen anayasalardaki ya da anayasalarına kaynaklık eden metinlerdeki din özgürlüğünü düzenleyen maddelere benziyor. Bu, elbette "din özgürlüğünün yeniden keşfedilmesi" gerektiğini ifade etmiyor. Olsa olsa "din özgürlüğü" gibi evrensel bir kavramın kişi, kişilerin inancı, coğrafya, ülke, yönetim gibi değerlere göre değişmeyeceğinin altını çizer.

1600-1700'lü yıllarda Amerika'da gelişen ve bugünkü Amerikan toplumundaki din ve inanış özgürlüğü uygulamalarına temel teşkil eden "din özgürlüğü" anlayışının bir benzerinin bundan yüzyıllar sonra Türkiye'de, Abant vadisinde benzeri ifadelerle ortaya konulması din hürriyetinin yer, zaman ve yönetimlere göre "değiştirilemezliğini" belirliyor.

Orada farklı görüşlere sahip Hıristiyanlar, burada farklı görüşlere sahip Müslümanlar, din özgürlüğünün toplumun huzuru için vazgeçilemez bir gereklilik olduğunu tespit ediyorlar. Bu bağlamda Abant Platformu'nu oluşturan heyet tarihe, Türkiye'de din özgürlüğünün temellerini atan heyet olarak geçmeyi de hak ediyor. Olayı abarttığımı düşünmeyin, Amerika'daki dini özgürlüklerin tarihsel köklerini niteleyen belgelerle Abant Platformları sonucu ortaya çıkan bildirgeleri yan yana koyun bana daha fazla hak vereceksiniz. Bir farkla ki, Amerika'da "sivil ve dini özgürlüğe ait temel ilkeler bu cumhuriyetlerin kanunlarının ve anayasalarının üzerinde kurulduğu temeli" oluşturuyor. (Kuzeybatı Nizamnamesi, 1787)

Türkiye'de Abant tarihsel anlamda Amerika'daki Rhode İsland'a tekabül ediyor. (Belki ilginç bir tevafuk olarak da kabul edilebilir, coğrafi konum itibariyle her ikisi de 40. paralelin üzerinde bulunuyor.)

New England ABD'nin kuzeydoğusunda dört eyaletten oluşan bölgeye verilen ad. Bu bölge, Avrupa'dan dini baskılar yüzünden kaçmış kişilerin ilk yerleştikleri bölge olma özelliğini taşıdığı gibi, Rhode İsland da Amerika'da dini özgürlüğün temellerinin de atıldığı bölgedir. İngiltere'den dini baskılar yüzünden kaçan Roger Williams, -her ne kadar Amerikalılar onun Amerikan geleneğini ne derecede etkilediği konusunda görüş ayrılığı içinde olsalar da,- Rhode İsland'ı her milletten dini azınlıklar için bir tür cennet olarak niteliyor, bunun da "Allah'ın bir emri" olduğunu savunuyordu.(1644)

Amerika'da din özgürlüğünü sağlamaya çalışan ilk yasa olan Maryland Yasası(1649) "inançlı bir Hıristiyan'ın hür ibadetinden ya da inancından dolayı taciz edilmemesi ve ayıplanmamasını; inancına aykırı bir din veya mezhebin esaslarını kabul etmeye ya da bu din ya da mezhebin gereklerine riayet etmeye zorlanmamasını" öngörüyordu. Roger Williams'ın arkadaşı Baptist papaz John Clarke Lynn ve Massachusetts'deki püritenlerin (dini ayin ve merasimlere karşı çıkan dini topluluk) üyelerinin kendisine ve iki baptist arkadaşına yaptıkları eziyetleri anlatan eserinde (A narrative of New Englands Persecution, 1652) Hz. İsa'nın hükümranlığını maddi değil, manevi kılıçla sürdürdüğünü, dini meselelerde vijdana baskı yapılmasının bir milletin huzur ve refahını bozacağını, insanları "zahiren dindar ve dolayısı ile iki yüzlü"(münafık) yapacağını savunur.

ABD'de dini özgürlüğün anayasal tarihçesinin anlatıldığı Arlin M. Adams, Charles j. Emmerich'in "Din ve Özgürlük" adlı kitabında Clarke'ın Rhode İsland'a yaptığı en önemli katkı olarak 1663'te koloninin demokratik yönetim şekli ve dini özgürlük geleneğini güçlendiren Rhode İsland ve Providence Kolonileri Kanunnamesi'ne verdiği destek anlatılır. Bu kanunnameye göre "Rhode İsland sakinleri gelişmiş bir yönetimin dini konularda tam bir özgürlükle ayakta durabileceği ve en iyi şekilde korunabileceği canlı bir deyimini" oluşturuyorlardı.

New Jersey'in kurucularından olan William Pen, eserlerinde vijdanı baskı altına almanın gerçek dini hayatı yok ettiği ve ilahi ayrıcalıkları doğrudan "gasp" ettiğini belirtir. Pen, 1677 Batı New Jersey Haklar Sözleşmeleri'nin en başta gelen tasarımcılarındandı ve belge "hiç kimsenin dini konularda bir başkasının vijdanını kontrol edecek güç ya da otoriteye sahip olamayacağı, hiçbir göçmenin dini meselelerdeki kanaati, düşünceleri ve Tanrıya ibadet şeklinden dolayı cezalandırılamayacağını, şahsına, malına ve ayrıcalıklarına zerre kadar zarar verilemeyeceğini ve vijdanlar üzerinde yalnızca tanrının hakim olabileceğini" belirler.

Abant Platformu bildirgesi ülkemizin geleceği adına, daha fazla özgürlük talep eden bir tür "Aydınlar Dilekçesi" işlevi görüyor. Abant'ta Rhode İsland'da dünya üzerindedir ve dünyanın bir yerinde olanın diğer yerlerinde olmaması için geçerli hiçbir sebep yoktur.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.