İslâm her an canlı ve dinamiktir
İslâm, teoriler manzumesi bir kısım din görünümündeki sistemlerle kıyas edilemez. O, bizzat hayatın içinde gelişmiştir. Onun için biz rahatlıkla şunu iddia edebiliriz: İslâm’ın tatbik edilemeyen ve tatbik edilemeyecek olan hiçbir meselesi yoktur. Ve yine şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Allah Resûlü yirmi üç senelik zaman dilimi içinde, mikro plânda olmuş ve olacak her türlü probleme çare bulmuştur. Yapılması gerekli olan şey, mevsimi gelince, O’nun ortaya koyduğu çözümlerin yorumlanmasıdır. Zaten İslâm’ın bütün prensiplerine kıyasla, yüzde yirmi oranında kalan bazı meselelerin, içtihada açık olması da, bunlara göre yorumlanabilmesine kolaylık sağlamak ve İslâm’ı her devir ve zamanda yaşanabilir dinamik bir hukuk sistemi hâline getirmek içindir.
Bilmem ki insanlık, İslâm’ın bir başkasında bulunması imkânsız bu özelliğini ne zaman kavrayacak ve ona değeri ölçüsünde sahip çıkacaktır? Hâdiselerin seyri bunun pek de uzak olmadığını gösteriyor. Daha şimdiden, vicdanın sessiz feryadını duyabilen kulaklarda “Şu istikbal inkılâbâtı içinde en yüksek ve gür sadâ İslâm’ın sadâsı olacaktır.”[1] gerçeği yankılanmaya başladı bile...
[1] Bediüzzaman, Tarihçe-i Hayat s.126 (İlk Hayatı).
- tarihinde hazırlandı.