Mağara-Ashab Münasebeti
İlâhî dinlerin hemen hepsinin, yayılma sürecinde bir mağara dönemi vardır. Mağara dönemi derken, o dinlere sahip çıkan insanların çevrelerinden görmüş oldukları tazyik karşısında ya da başka sebeplerle içtimaî hayattan tecerrüt ederek, mağaraya sığınmalarını ve belli bir müddet ömürlerini halvethânelerde geçirmelerini kasdediyorum. Yalnız bu umumî tarihî tekerrürden Sahabe-i kirâmı müstesna tutmak icap edecek.
Mağara, insanın İlâhi ihsanlarla dolması, gelecekte yapacağı ilâhî rıza boyutlu güzel hizmetler için hazırlanmaktan ibaretse, bu yönüyle o, şarz olma ve metafizik gerilim adına aktif bir bekleyiş, anahtar bir kavramdır. Ashab-ı kiram efendilerimize gelince onlar, mağaraya sığınma lüzumunu duymamışlardır. Onlara Erkam b. Ebi'l-Erkam'ın evi, bahsini ettiğimiz enerjiyi toplamaları için yetmiştir. Demek ki, başlangıçta diğer semavî dinlere sahip çıkan insanlarda sahabe ölçüsünde bir kıvam yoktu veya o kıvamı yakalayabilmek için bir mağara dönemini yaşamışlardı.
- tarihinde hazırlandı.