Peygamberlerin Çağrı ve Mesajlarına Uymak
Bu itibarladır ki bizler, dünyaya gönderilişimizdeki gâye ve hikmeti, yürüdüğümüz yolda uymamız gerekli olan yol kurallarını ve bu yolculuğun sonuyla alâkalı en sağlam bilgileri sadece ve sadece Hak Elçileri'nin sundukları mesajlarda arama mecburiyetindeyiz. Bunu yapabildiğimiz takdirde, o genişlerden geniş kâinat dairesinin işleyişini, varlığın perde arkası ve muhtevâsını, yeryüzündeki bu baş döndürücü gelip gitmelerin gâye ve hedefini tam kavrayabilir, duyguda, düşüncede huzur, esenlik ve selâmete ermiş oluruz; varlığın içini-dışını, önünü-arkasını bilip değerlendirmeye bağlı bir esenlik ve selâmete.. kâinatın önemli bir parçası olarak yeryüzündeki konumumuzu kavrayıp eşya ve hâdiselerin tâbi bulunduğu umumî ahenge uyma selâmetine.. dünyevî ve uhrevî mutluluğumuzun zemin ve sebeplerini hazırlayan Zat'a yönelme ve bağlanma selâmetine.. ebediyet arzularımızın yerine getirileceği inancıyla hiçbir zaman inkisar yaşamama selâmetine...
İnsan olarak bize bahşedilen bütün bilgi yolları, bilgi vasıtaları belli ve sınırlıdır. Böyle sınırlı imkânlarla elde edeceğimiz bilginin mahdut olduğu/olacağı da açıktır. Zannediyorum, bu ölçüdeki bilgi ve mârifetle değil yaratılışımızın gâyesini, dünyada bulunuşumuzun hikmetini ve kâinatla münasebetlerimizin temel esprisini idrak etmek; yeryüzündeki genel ahengi ve ekosistemin ruhunu kavramamız dahi mümkün değildir. Oysaki insan, kendi hayatını, varlık içindeki konumuna göre düzenleyip yaşama mecburiyetinde olduğu gibi, bütün varlığa hâkim görünen "nizâm-ı âlem" kanunlarına ve yaratılış seviyesinin gereği bir kısım ulvî gâyelere göre tanzim etme sorumluluğunu da taşımaktadır. Eğer o, bu çok inişli-çıkışlı, rampalı-virajlı ve bir hayli de belirsiz yanları bulunan hayat yolculuğunda, kendi için meçhul bir seyahatin dününü-bugününü, önünü-arkasını iyi bilen bir rehbere teslim olmazsa çok yanılır ve ciddi sıkıntılara maruz kalır; ihtimal hiçbir zaman da yaratılışıyla hedeflenen gâyeye ulaşamaz.
- tarihinde hazırlandı.