Kehf, 18/90
حَتّٰى إِذَا بَلَغَ مَطْلِعَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلٰى قَوْمٍ لَمْ نَجْعَلْ لَهُمْ مِنْ دُونِهَا سِتْراً
"Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, Biz onlar için buna karşı bir örtü yapmamıştık." (Kehf sûresi, 18/90)
Hz. Zülkarneyn, batıdan doğuya giderken, Afrika'ya geçmiş olacak ki, âyet-i kerimede tavsif edilen kavim, evleri yurtları olmayan hatta tesettür bilmeyen ve çıplak dolaşan, medeniyetten mahrum, oldukça bedevi toplumlarla karşılaştığına işaret buyuruluyor.
Bu âyette şu mülâhazalar da söz konusu olabilir: Zülkarneyn, doğuya doğru seyahatinde öyle bir yere ulaştı ki, orada güneş ışınlarına engel olabilecek ne bir dağ ne bir tepe ne de bir ağaç vardı. Bu itibarla da her güneş doğuşunda güneşin tulû ve hararetiyle yüz yüze geliyorlardı.. ya da elbiseleri yoktu, -bugün de Ekvator çevresinde ve çölün çok kızgın olduğu yerlerde çoğunluk itibarıyla çıplak dolaştıkları gibi- örtüsüz ve üryan denecek hâlde idiler. Ne tabiî sütreleri ne binaları ne de ciddî bir elbiseleri vardı.. ve tam bir bedeviyet içinde yüzüyorlardı.
- tarihinde hazırlandı.