Efendimizin (sav) Tarifleri İçinde Kur'an-4

6. Madde: 'Vemen ibtağalhüda fi ğayrihi adallahullah: Kim O'nun dışında hidayet ararsa Allah onu saptırır.'

Allah'ın insanı sapıklığa itmesi farklı farklı olur ve sapıklık sezilemedik bir çizgide gelişir ve gerçekleşir. Hidayette olduğu gibi dalalette de başlangıçta açı gayet dardır; ama heva, heves, fantezi, taklit, şöhret, kendini ifade hissi, aklın ifratkârlığı, hatta bazen cerbeze duygusu ile beslenen inhiraf küfre varacak şekilde bir açıya ulaşabilir. Evet, her bir sapıklık ve küfrün mebdeinde dar zaviyeli bir inhiraf, sonuçta kocaman bir sapıklık şeklinde karşımıza çıkar. Mezhep imamlarını hafife alarak yola çıkanların bugün Kur'an'ı sorguluyor olmaları buna iyi bir örnek teşkil eder zannediyorum. İşte, -hafizanallah- eğer bizler böyle bir sapmaya düşersek zamanla Allah da, saptırır.

Ve ondan sonra 'Vemen yudlillahu fela hadiye leh' (A'raf, 7/186) 'Allah bir insanı saptırdı mı artık doğru yola getirecek yoktur.' fehvasınca sapıklıktan sapıklığa sürüklenir dururuz. Belki de bir gün Kur'an'ın yerine başka kaynaklar aramaya kalkarız. Tıpkı asr-ı saadette, bazılarının Allah Rasulü'nü bırakıp münafık hakemliğine müracaat etmeleri gibi. 'Hayır, Rabb'ine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.' (Nisa, 4/65)

Evet bütün bu hususlar bizim için de geçerlidir. Yemin olsun ki, gönlünüzde en ufak bir rahatsızlık duymadan ve bir burukluk hissetmeden Kur'an'ın hakemliğine razı olmazsanız Müslüman sayılmazsınız.

Hadiste, bundan sonra ayrı bir maddeye geçiliyor. Eğer sahabi ifadedeki silsileyi korumuşsa maddeler arasında bir telazum da görülüyor. Mesela, niye bunu aranızda hakem tayin etmiyorsunuz ki? Evet bu bir kavl-i fasıldır. İsterseniz bunu bir netice olarak görebilirsiniz. Kur'an'ın dile getirdiği şeyler öyle şaka filan değil, ciddi konulardır. Burada aynı zamanda, ondan ellerinizi gevşetmeniz durumundan açık bir tehdid de söz konusu. Tabii, buna karşılık ona yönelmenin, onun hakemliğine müracaat etmenin de takdir edilmesi bahis mevzuu.

7. Madde: 'Ve hüve hablullâhilmetin: O, Allah'ın (cc) en sağlam ipidir.'

Bakara Sure-i Celilesi'nde Ayetelkürsi'yi müteakip şöyle buyrulur: 'Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.' (Bakara, 2/256) Doğru, kim Kur'an'a sımsıkı sarılırsa o, hiç kopmayan, sarılanları kopup gitmeden siyânet eden en sağlam bir ipe sarılmış demektir. 'Metin' aynı zamanda Cenab-ı Hakk'ın isimlerindendir. Bu zaviyeden de, izafetin konuya ayrı bir derinlik kazandırdığı muhakkak. Allah, o ipin metin olmasını lafz-ı celaleye bağlayarak ifade ediyor, 'Hablülmetin' veya 'Hablühülmetin' demiyor, 'Hablullâhilmetin' diyor...

İşte böyle, bütün esma-i hüsna'yı tazammun eden Allah ismi, habl-ü metine izafe edilince, bu söz, bütün gökte ve yerde isimleri tecelli eden Allah'ın ipi manasını kazanıyor. O ip, semadan size sarkıtılmış. -Rüyalarda da o ip semadan sarkıtılmış bir halat şeklinde görülür ve dine bağlılık şeklinde yorumlanır ki, Abdullah ibni Selam rüyasında böyle bir ip görmüş, ona tutunmuş ve yukarıya doğru yükselmiş olduğunu nakleder.- Sizi Allah'a (cc) yükseltmeye ve vuslata aldatmayan bir vesile demektir.

Evet o, semadan yere doğru uzanmış, bir ucu insanların elinde, bir ucu da dest-i kudrette olacak, insanları kurtuluşa erdirecek kopmaz bir ip ve bir kulptur. Evvela, bütün esma-i ilahiye bütün sıfat-ı subhaniyeyi hatırlatacak bir isimle Allah'ın ipidir. Rahman'ın, Rahim'in, Cemil'in, Celil'in değil, bütün bu isimleri hâvî olan, kalbinizin meyillerini bilen, hissiyatınızı sizden daha iyi anlayan, cenneti, Rahman ve Rahim isimleriyle sizin cismani arzularınız için hazırlayan ve sizi ebede namzet kılan Allah'ın ipidir. O Allah ki metindir, O'nun ipi de çok metindir; o kopacak gibi bir ip değildir. Öyle ise çerik-çürük insanların ipine tutunmanın hiçbir anlamı, hiçbir manası yoktur. Eğer tutunup dayandığınız şeyle aldanmak istemiyorsanız, Allah'a (cc) dayanın ve güvenin; onun ipi olan Kur'an'a da sımsıkı sarılın!..

8. Madde: 'Ve hüvezzikrül hakîm: O hikmetli olan zikirdir.'

Zikir; anmak, Allah'ın (cc) ismini tekrarlamak demek olduğu gibi hatırlatma manasına da gelmektedir. Bir de arkasından 'hakîm' geliyor ki, aynı zamanda Cenab-ı Hakk'ın isimlerinden olan bu sıfat, dikkatleri eşyanın perde arkasına çekmesi, varlığın melekût yanını nazara vermesi açısından, her şeyi hikmete bağlayıp ve akibetiyle irtibatlandırarak hatırlatan Kur'an'ın hususi isimlerinden sayılmıştır. Efendimize (sav) de Sahib-i Sünnet olması itibari ile hakîm denir. Yani tabiat ve mâverâ-i tabiatın lisanı demektir. Kur'an-ı Kerim'de geçen hikmet sözünü muhaddisler, daha ziyade Efendimiz'in sözü şeklinde yorumlamışlardır.

Öyle ise burada geçen 'zikr-i hakîm', 'hikmet yüklü bir hatırlatma' yani eşyanın perde önüyle olduğu gibi perde arkasıyla da irtibatlandırılmış bir hatırlatma demektir. Kur'an-ı Kerim, bir hikmetler mecmuasıdır. Evet insan, Kur'an-ı Kerim'de, aklıyla, mantığıyla, muhakemesiyle, felsefî anlayışıyla, ilmî düşüncesiyle yadırgayacağı hiçbir şeyle karşılaşmaz. Onun her meselesi, akılla müeyyed ve her mevzuun arkasında bir hikmet ve bir maslahat nümâyandır. İnsan, fikren, zihnen, ilmen, ruhen ne kadar terakki ederse etsin, ulaştığı her noktada O'nun hikmetle dalgalanan bayrağıyla karşılaşır. Hatta bir gökkuşağı gibi onu geçecek gibi zannettiği noktalarda da hep onun berisinde kalır.

Evet, Kur'an-ı Kerim bir zikir muhtevası olduğu gibi aynı zamanda hikmetle nümâyân, dünya-ukba esrarını şerh eden bir hikmetler mecmuasıdır.

Şimdi ister Kur'an-ı Kerim serası, ister atmosferi diyelim; O'nunla Allah'a teveccüh edenler bir koruyucu kalkan altına girmiş olurlar. O'nun koruyucu sistemleri her yönüyle bir kısım dalalet cereyanlarına karşı sığınılacak en sağlam sığınaklardır. Biz ona sımsıkı sarıldığımız sürece, kaymalardan, sapmalardan aşırılıklara girmeden, ifrata-tefrite düşmeden kurtulmuş olur ve selametle yolumuza devam ederiz. Ne korku ne telaş, huzur ve itminan içinde yaşar ve gider O'na ulaşırız.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.