2. Nağme: Tevbe Suresi 82. ayetin tefsirinden bir bölüm
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
“Ey karanlık gecelerimizin Ay’ı-Güneş’i, ey yolda kalmışların biricik rehberi!..
Sen bizler gibi sadece bir kere doğmadın/doğmazsın; zamanın her parçası Senin için bir tulû vakti, gönüllerimiz de Senin mütevazi matlaın..
Perişaniyetimiz Sana bir çağrı, sinelerimiz Seniyye-i Vedâ..
Ne olur artık ağlayan gönüllerimize acı da gel; doğ canlarımıza Yaratan aşkına, bizi yalnız bırakma; yalnız bırakıp ruhlarımızı Sensizlik ateşine yakma.”
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Yûnus Sûresi’nin 22. ayetinde meâlen, “Sizi karada olsun, denizde olsun gezdirip dolaştıran O’dur. Gemide olduğunuz zamanı düşünün: Gemiler, tatlı bir rüzgarla içindeki yolcuları alıp götürdüğü ve yolcular da bundan ötürü keyiflendikleri bir sırada, birden gemiye şiddetli bir fırtına gelir, dalgalar her taraftan onları sarar ve artık kendilerinin tamamen kuşatılıp bir daha kurtulamayacaklarını zannedince, bütün niyaz ve ibadetlerini yalnız Allah’a tahsis edip gönülden O’na yalvarırlar: ‘Ahdimiz olsun ki, eğer bizi bu felaketten kurtarırsan, mutlaka şükreden kullarından olacağız!’ derler.” buyuruluyor.
Bu 5 dakikalık ses kaydında, zikredilen ayetle alâkalı bazı nükteleri ve şu soruların cevaplarını bulacaksınız:
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Ey hicret şerefine ermiş bahtiyarlar,
Hasret ve hicran mülâhazalarına takılmadan, “gurbet” ve “yâd eller” demeden, hedef Hak rızası dört bir yana açılan elleri öpülesi arkadaşlar,
Bu kısacık, ama kadirşinas ruhlar için çok kıymetli olacağına inandığımız nağme öncelikle sizler için..
Ey yüreklerinde ilk saftakilerin heyecanı, bambaşka bir vuslat iştiyakıyla en ücra yerlere uçup giden adanmış ruhlar,
Bu sohbette “alınlarından öpüyorum” sözünü duyunca size o kadar özendik ve adınıza o denli sevindik ki! Hayır kıskanmadık, siz her türlü takdiri hak ediyorsunuz. Sadece “Rabbim, muhafaza buyur, bu kıvamlarını koru; ötede şefaatlerine nâil eyle!” diye niyazda bulunduk. Ahirette sizler arasında kabul edilme iştiyakıyla dolduk.
Öğretmeni belletmeni, esnafı rehberi, kadını erkeği, yaşlısı genciyle hicret eden, henüz hicret rüyaları gören, hicreti tadıp başka bir vazifeye dönen, ya da muhacirlerin mesnedi olup niyetiyle aralarına giren kahramanlar..
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Evimizin hemen önünde kuş cıvıltısı, su şırıltısı ve yaprak hışırtısı arasında yaptığımız bu 7 dakikalık ses kaydında Merhum Mehmet Akif’in
Virânelerin yasçısı baykuşlara döndüm,
Gördüm de hazânında bu cennet gibi yurdu.
Gül devrini bilseydim onun bülbülü olurdum;
Yâ Rab, beni evvel getireydin ne olurdu?
sözleri üzerine Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bir değerlendirmesini dinleyebilir ve şu soruların cevaplarını bulabilirsiniz:
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
En tehlikeli hüsûf (perdelenme, ay tutulması) ve küsuf (güneş tutulması) insanın kalbiyle Allah arasında meydana gelen hüsûf ve küsûftur. Bu manevî perdelenmenin sebepleri pek çoktur: Hazreti İmam-ı Gazalî’nin, İhyâ’sında mühlikât (helak eden, felakete sürükleyen hususlar) olarak zikrettiği hastalıkların hepsi bir perdelenme sebebi olduğu gibi, Hazret’in münciyât (kurtaran, felaha götüren ameller) başlığı altında serdettiği bütün hususlar da birer incilâ (açılma, cilalanma, parlama) vesilesidir.
Bazen mü’minlerde de bir kopukluk ve körlük zuhur edebilir. Güç, kuvvet, ilim, iktidar ve hâkimiyetin büyüklüğü nisbetinde insanda bir körlük meydana gelebilir; bunlar bazen insanı kör eder.
Ebu’l-Feth El-Büstî hazretleri ne güzel söylüyor:
أَقْـبِـلْ عَلَى النَّفْسِ وَ اسْتَكْمِلْ فَضَائِلَهَا فَأَنْـتَ بِالنَّفْسِ لاَبِالجِسْـمِ إنْـسَانُ
Ruhuna (mahiyet-i insaniyene) yönel, onun faziletlerini kemâle erdir! Zira sen cisminle değil kalbinle/ruhunla insansın.
Her problem akabinde başkalarını suçlar, kabahatleri ona-buna yükler durursak, vazifemizin dışında işlere girişmiş olur ve dağınıklıktan bir türlü kurtulamayız. Bu açıdan da bize düşen vazife her şeyden önce kendimize bakıp kendimizi düzeltmeye çalışmamızdır. Nitekim, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ إِلَى اللَّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعاً فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltmeye bakın! Siz doğru yolda olduktan sonra sapanlar size zarar veremez. Hepiniz dönüp dolaşıp Allah’ın huzurunda toplanacaksınız. O da yaptıklarınızı size bir bir bildirecek, karşılığını verecektir. (Mâide sûresi, 5/105)
Evet, bu âyetin mânâsı, “Başkalarına hiç karışmayın, siz sadece kendinize bakın” demek değildir. Aksine âyetten anlaşılması gereken mânâ, başkalarının dalâlet ve sapıklıklarını gidermeye çalışırken, yanlışlıklarını görüp konuşurken insanın kendisini unutmaması, şahsî muhasebeyi asla ihmal etmemesi ve önce nefsinin kusurlarını düzeltmeye çalışmasıdır.
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Yûnus Sûresi’nin 25-36. ayetlerinin, Merhum Elmalılı Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur’an Dili tefsirinden ve hac bahsinin, Aliyyü’l-Kârî hazretlerinin Fethü babi’l-inaye’sinden okunması sırasındaki Fethullah Gülen Hocaefendi'nin açıklamalarına ait bu 09:10 dakikalık ses kaydında şu soruların cevaplarını bulacaksınız:
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ قُمْ فَأَنْذِرْ وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ
“Ey örtüsüne bürünen (şanı yüce nebi)! Kalk ve inzar et. Ve Rabbini yücelt.” (Müddessir, 74/1-3)
يَا أَيُّهَا الْمُزَّمِّلُ قُمِ اللَّيْلَ إِلاَّ قَلِيلاً نِصْفَهُ أَوِ انْقُصْ مِنْهُ قَلِيلاً أَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْآنَ تَرْتِيلاً
“Ey örtünüp bürünen (Rasûlüm)! Gecenin tamamını değil de, yarısını yahut yarıdan az eksiğini veya fazlasını, yatmadan ibadetle geçir. Ve Kur’ân’ı tane tane oku!” (Müzzemmil, 73/1-4)
تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفاً وَطَمَعاً وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ
“Teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkar; cezalandırmasından endişe ederek, rahmetinden ümit içinde olarak Rabbilerine dua edip yalvarırlar ve kendilerine nasib ettiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.” (Secde, 32/16)
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Merhum Hacı Kemal Erimez’in reca hesabına yürek yakan bir sözüyle açılan bu 5 dakikalık ses kaydında ümit ve korku dengesi adına birkaç önemli ölçü ve şu soruların cevaplarını bulacaksınız:
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Fethullah Gülen Hocaefendi, makale ve sohbetlerinde “dava-yı nübüvvetin vârisleri”nden bahsediyor. Onları anlatırken özellikle istiğna ruhuyla vazifeye kilitlenme ve millete yüsr (kolaylık) yolunu göstermekle beraber kendi hayatında azimetleri kollama hususlarını nazara veriyor.
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ve mü’minler karşısında teker teker tutunamayacaklarını anlayan kavim ve kabileler, Hicret’in 5. senesinde bir araya gelip tek vücut olmaya ve bu defa bütün güçlerini bir merkezde toplayıp Medine’ye öyle hücum etmeye karar vermişlerdi.
Ey insanoğlu, nefsini bilen Beni bilir; Beni bilen Beni arar; Beni arayan mutlaka Beni bulur ve Beni bulan bütün arzularına ve dahasına nâil olur; nâil olur ve Benden başkasını Bana tercih etmez. Ey insanoğlu, mütevazi ol ki, Beni bilesin.. açlığa alış ki, Beni göresin.. ibadetinde hâlis ol ki Bana eresin.
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, geçtiğimiz hafta sonu Gaziantep’te gerçekleştirilen Peygamber Yolu Sempozyumu’na dair değerlendirmelerini, Hac dönüşü Zemzem ve hediye getirme ile alâkalı yorumlarını ve ders esnasındaki elektrik kesintisi üzerine söylediklerini dinleyebilir; ayrıca şu sorulara kısa cevaplar bulabilirsiniz:
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
Haccın çeşitleri ile ilgili bazı hükümler ve Tefsir faslından Yunus Sûresi’nin 62. ve 63. ayetleriyle alâkalı birkaç hakikat damlası ihtiva eden bu 9 dakikalık ses kaydında şu soruların veciz cevaplarını da dinleyebilirsiniz:
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
“Hazreti Üstad’ın inandırıcı bir vâizin özelliklerini anlatırken dile getirdiği “Hem hakîm-i müdakkik olmalı, tâ muvazene-i şeriatı bozmasın.” kaidesi üzerinde de durdunuz. “Muvâzane-i şeriat” denilen hususa bir misal verebilir misiniz?
Gıybet büyük günahlardan biridir. Öyle ki Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde gıybet hakkında şöyle buyurur:
إِيَّاكُمْ وَالْغِيبَةَ فَإِنَّ الْغِيبَةَ أَشَدُّ مِنَ الزِّنَا، فَإِنَّ الرَّجُلَ قَدْ يَزْنِي وَيَتُوبُ فَيَتُوبُ اللّٰهُ عَلَيْهِ وَإِنَّ صَاحِبَ الْغِيبَةِ لَا يُغْفَرُ لَهُ حَتَّى يَغْفِرَ لَهُ صَاحِبُهُ
“Gıybetten sakının! Çünkü gıybet zinadan daha şiddetlidir. Kişi zina eder, sonra tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul buyurur. Ancak gıybet eden, gıybet edilen affetmedikçe, mağfiret olunmaz.” (Kenzu’l-ummâl, 3/1057)
Meseleye Üstad Hazretleri’nin yaklaşımı içinde bakılacak olursa, gıybetin öyle bir nevi vardır ki, o, zinadan daha büyüktür. Meselâ bir zümre-i sâlihînin veya belli bir cemaati temsil eden bir şahsın ya da helallik alma imkânı kalmadığından dolayı vefat etmiş kimselerin gıybetini yapmak bu nevi gıybete girebilir.
Evet, bilinmesi gerekir ki, bir topluluk veya cemaati temsil eden şahısların gıybetinin yapılması da bütün bir cemaatin gıybetinin yapılması gibidir. Meselâ birisi kalkıp, benim gibi basit ve sıradan bir insan için, “Bu adam şöyledir, böyledir” deyip aleyhte konuşsa bu ifade ferdî bir gıybet olur. Ancak öyle zatlar vardır ki, onlar külliyet kesbetmişlerdir. Onlar âdeta bir kutup gibi bütün bir cemaati temsil ederler. O zatların haysiyet ve şerefleri temsil ettikleri cemaatin haysiyet ve şerefiyle bütünleşmiştir. Siz onların adını andığınız zaman o çizgide düşünen insanların hepsi birden hatıra gelir. İşte bu gibi zatlar aleyhinde söz söylendiğinde bütün bir cemaatin gıybeti yapılmış olur.
Fethullah Gülen Hocaefendi, gıybetin böyle helak edici bir çeşidinin de olduğuna, özellikle gıybet günahında ısrar edilir ve alışkanlık haline getirilirse, insanın ahiretini mahvedeceğine dikkat çekmekle beraber; genel manada zinanın gıybetten daha büyük bir günah olduğunu; bir anlık sürçmeyle işlenen her bir gıybet günahı zina gibi değerlendirilirse dini emirlerdeki dengenin bozulmuş olacağını, bunun da insanlar üzerinde çok kötü tesirler bırakacağını ifade etti.
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.